Bursa Nilüfer Belediyesi 2. kez Nilüfer Yerel Tohum Takas Etkinliği düzenledi. Üreticiler, tohumlarını takas ederek, yerli tohumların yayılmasına katkı sağladı.
Sağlıklı nesillerin yetişmesi için genetiği değiştirilmeyen yabancı tohumlar yerine organik yerli tohumlar kullanılmalı.
Nilüfer Belediyesi Çevre ve Kırsal Alan Danışmanı Arca Atay “Türkiye’de GDO’lu tohumların ithal edilmesi ve ekilmesi kanunen yasak, GDO’lu tohumlar konusunda zaman zaman yanlış anlamalar oluyor. Hapis ve yüklü miktarda para cezası vardır. Maalesef bu duyarlılığı gösterip yasada bunu koyan Bakanlık, GDO’lu tohumların yem olarak ithaline izin vermektedir. Bir şekilde herhangi bir kapıdan siz GDO’lu herhangi bir şeyi sokarsanız bunun gerisi gelir. Yem olarak bunun ithaline izin verildi. Umarım yarın bunun tohum olarak getirilmesine izin verilmez” diye konuştu.
Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Fehmi Enginalp, “Bugün dünyada tohum üretimi ve tohum satışını büyük uluslararası firmalar kontrol ediyor. Günümüzde açık savaşların yanında gizli bir tohum savaşı da sürmektedir. Bu savaş, sessiz ve derinden gitmektedir. Bu konuda bizlere düşen önemli görevler var. Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve EKODER başta olmak üzere bir takım çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Törende konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yerli tohumların toplanması, ekilerek çoğaltılması, saklanması, korunması ve takas edilmesini çok önemsediklerini vurguladı. Başkan Bozbey şunları ifade etti, “Alaaddinbey Mahallesi’nde bulunan Yerel Çeşit Denemeleri ve Tohum Üretim İstasyonunda Tohum Kütüphanesini kurduk. Şu anda kütüphanemizde, Türkiye’nin dört bir köşesinden toplanmış 700’e yakın yerli tohum çeşidi bulunuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar kanıtlamıştır ki, bu tohumlardan elde edilen ürünlerin besin madde içerikleri, endüstriyel tohumlardan çok daha fazladır. Gıda, bilindiği üzere toprak ve suyla buluşturulan tohumlardan elde edilen ürünler ya da bunların işlenmiş halidir. Tohuma, özellikle de Anadolu coğrafyamızdaki yerel tohumlara sahip çıkmak, gıda egemenliğimizin korunması, gıda güvenliğimizin sağlanması açışından çok önemlidir. Bir kısmı gıda olarak tüketilen, kayıt altına alınmış 13 bin bitki çeşidine sahip bir ülkeyiz. Bu biyolojik çeşitlilik zenginliğimiz neredeyse Avrupa kıtasının biyolojik çeşitliliği ile yarışabilir bir düzeydedir. İşte bu zenginliği korumak, tohumuna sahip çıkmak bu ülkeyi seven her bireyin görevidir” dedi.
Bursa Ziraat Odaları İKK Başkanı Nafiz Kaya da tohum konusunda Türkiye’nin dışa bağımlı hale geldiğini kaydederek, “Biz Türk çiftçileri olarak 80 milyonluk nüfusumuzu beslemek ve gıda güvenliğini sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Dünyayla yarışabilmek, birim metrekareden daha fazla ürün elde etmek amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Birim metre kareden daha fazla ürün elde ederken bunun sakıncalarını da biliyoruz. GDO’lu, melez, hibrit tohumlardan teknolojisine sahip olamadığımız pek çok tohumu ekiyoruz ve bunları vatandaşlarımız üretiyor. Sağlıkla ilgili gelecekte neden olduğunu bilemediğimiz, çözemeyeceğimiz bir çok durumla karşılaşmak bu konuda mümkün. Çünkü teknoloji üretemiyoruz, teknolojilerin esiri oluyoruz. Organik olarak üretilen ve saklayamadığımız tohumlarımız da var. Bunlar maalesef bizim yeni jenerasyon hibrit ve GDO’lu ürünlerle birlikte karma olarak ekildiğinden, elimizdeki ülkemize ait tohumların da tozlaşma yoluyla kirlendiğini hatırlatmak isterim” diye kaydetti.