Türkiye’de Spor Medyasının Geleceği Berbat Durumda

Kitle iletişim araçları(medya), radyo, televizyon gibi araçlardan oluşmaktadır. Kitle iletişim araçları, özellikle yazılı basın düşüncenin oluşmasına yardımcı olur. Haber vermekle kalmayıp haberi açıklar ve yorumlar. Haber ile yorumu birbirinden kesin olarak ayırmak oldukça zordur. Basın eğitir ve eğlendirir.

Kitleyi spor, sporu da kitle oluşturur. Kitle iletişim araçları ve sporun arasında güçlü bir ilişki olmasını gerektirmektedir.

Gazete tirajları ve televizyon izlenme oranlarını artırmak için spor, özellikle futbol, basketbol gibi kitlesel sporlar kullanılırken, internet arama motorlarıda bu durumu Rozethaber’den fark ederek bünyelerine futbol maç sonuçlarını puan durumları ve skorları entegre etti. (Geçen yıla kadar hiçbir arama motorunda futbol ile alakalı özel bilgi kısımları yoktu)

Türkiye’de ilk kez gündelik bir spor gazetesinin yayına girmesi 1952 Kasım ayında Yeni İstanbul gazetesi’nin sahibi Habip Edip Törenhan, Halit Kıvanç, Alp Zirek ve Halit Talayer’den kumlu bir ekiple Türkiye Sporu gündelik olarak yayınlamaya başladılar.

20 Temmuz 1934’te İstanbul’da Fenerbahçe stadında Fenerbahçe ile Avusturya’nın W.A.C, takımı arasında oynan karşılaşma deneme yayını yapan İstanbul Radyosu tarafından radyoda naklen yayınlanan ilk karşılaşma oldu.

TRT televizyonu 1969 yılında yayına başlamasıyla spor haberleri naklen ve görüntülü olarak verilmeye başladı. 1971 yılında İzmir Akdeniz Oyunları, 1972 yılında Münih Olimpiyatları TRT’den naklen yayınlanmaya başladı. Televizyon yayınları Türkiye’de geç başlamasına rağmen naklen yayına geçiş bir hayli erken olmuştu.

Spor karşılaşmalarının, özellikle futbol maçlarının yayını konusunda tartışmalar ve kavgalar ise özel televizyonların Türkiye’de yayına başlamasıyla olmuştur. Bu dönemde izlenme oranlarını yüselten bir araç olarak görülen futbol maçları birçok spor kurumu ve yayın kuruluşu arasında çekişmelere sebep olmuştur.

Her geçen gün başta futbol olmak üzere çok sayıda branşın taraftarlarını öfkelendiren spora karşı soğutan berbat spor programlarının ratingleri azalıyor. Spor yorumcusu adı altında ne idüğü belirsiz ve mesleği iletişim ya da gazeteci olmayan çok sayıda boş konuşan şahıs medyayı ele geçirmiş durumda. Bu kişiler denetlenip ceza almadığı için söyledikleri ya da kurguladıklarıyla tribünleri şiddete karşı tahrik ediyor ve her geçen yıl tribünlerdeki şiddetin artmasına katkı sağlarken ailelerin futboldan soğumasına neden oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir