Türk toplumu gelenek, görenek, töre, inanç ve uygulamaları ile kültür varlığının zenginliklerini günümüze kadar yaşatmıştır. Bu zenginliklerinden biri de hediyeleşmedir.
Yeni yıl hediyeleşme kültürü Türkler için çok eskilere dayanmakta.
Hediyeleşme aradaki dostluk ve sevgi bağlarının güçlendirilmesinin bir parçasıydı. Bu kültürün izlerine Osmanlı sarayında rastlanmaktadır. Osmanlı Devletinde verilen hediyelerin kayıtları tutulmuştur.
Hediyeleşme, doğum, sünnet, kız isteme, nişan, düğün, bayram gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren özel günlerde bir nezaket ifadesi olarak gerçekleştirilir.
Hediyeler, söylenemeyen duyguların tercümanı olup, akıldan ve gönülden geçirilen hislerin somutlaşmış şeklidir.
Hediyeleşme kültürünün temelinde mutlu etme, maddi ve manevi destek yatmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde Nevruz’u yeni yıl olarak algılama geleneklerinin en önemli göstergesidir.
Gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü, On iki Hayvanlı Türk Takvimine göre yılbaşı olarak belirlendiğinden yeni yıl kutlanmaları o gün yapılırdı. 21 Mart’ta hem yeni yıla girmenin hem de kıştan kurtulup bahara ulaşmanın coşkusu bayram havasında yaşanırdı. Herkes kendi durumuna göre yakınlarına hediye alırdı.