Spor Medyası Nedir Türkiye’nin Spor Medyasındaki Sorunlar Nelerdir
Genel medya alanları içinde en çok tartışma konusu olan alanlardan biri spor medyasıdır.
Spor yerine sadece futbolun saatlerce konuşulduğu, çok sayıda hakem eskisinin hakemleri manipüle ettiği kötü bir argo ağız kullanılarak seviyenin çok düşük olduğu sözde spor programlarının yer aldığı spor medyasının görevi, aslında tüm spor olaylarını halka tarafsız olarak aktarmaktır.
Türkiye’de de spor haberleri, medyada en çok izlenen haber türleri arasındadır. Türkiye’de günlük gazetelerin toplam tirajının yüzde 10’unu spor gazeteleri oluşturmaktadır. Günlük gazeteler yaklaşık 3-4 sayfasını spor haberlerine ayırmaktadır. Son 15 yılda içinde, özellikle ticarileşme ve profesyonelleşmenin hâkimiyetiyle birlikte önemli anlayış değişiklikleri ile gelişerek büyüyen bir sektör olmuştur.
Türkiye’de spor basını, neredeyse etik konuların dışında bir gazetecilik alanı olarak görülmekte, meslek ilkelerine aykırı davranışlar etik bir bakış açısıyla tartışılmamakta. Spor gazeteciliğinde eleştiri konusu olan etik ihlallerinin başında taraflı yayıncılık ve gerçek dışı haber gelmektedir.
Ticari yapılanmanın doğal sonucu olarak tiraj veya reyting kaygısıyla hareket eden spor medyası özellikle futbolcu transferi dönemlerinde gerçek dışı haberlerle gündeme gelmektedir.
Medyanın tek amacı daha fazla reklam almak, daha fazla kâr sağlamak, tiraj ve reyting çıtasında en üste çıkmaktır. Medya amacına engel olacak hiçbir ahlaki değeri tanımaz, eğer ahlaka başvuruyor gibi gözüküyorsa bile bu tavrının kendisine daha fazla para sağlayabileceği umudundadır.
Türkiye’deki spor medyasının tarafsızlık olgusu, yurt dışı ile karşılaştırıldığında ülkelerin sportif yapılanmasıyla bağlantılı olarak farklılık göstermektedir. Almanya’da izleyici kitlede spor gazetecilerinin objektifliği konusunda herhangi bir spekülasyon yoktur çünkü açıkça bir taraf lehine tavır almaları söz konusu değildir. Spor gazetecisi her şeyden önce gazetecidir ve gazeteciliğin en temel kuralı objektifliğe bağlıdır.
Türkiye’de spor medyasının sadece tiraj veya reyting gibi ticari beklentilerle hareket etmemesi, bunun dışında toplumsal bir görev üstlendiği bilinciyle okur ve izleyicilerine doğru haberler vermesi, haber ve yorumlarında tarafsız olması gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Bunların gerçekleşmesi için mesleki standartlar geliştirilmesi, daha da önemlisi bu standartlara uyan bir yayın anlayışının hayata geçirilmesi ve gerektiğinde denetlenmesi önemli bir gerekliliktir.
Gazetecilik, doktorluk veya avukatlık gibi bazı profesyonel mesleklerde olduğu gibi ilgili alandan diplomayı gerektiren, yani alanın profesyonel kurallarıyla ilgili eğitiminin alınmış olmasını gerektiren bir meslek değildir. Bu formal eksiklik mesleğin profesyonel saygınlığını ve geçerliliğini azaltıyor.
Türkiye’deki spor medyasında tarafsızlık gibi etik ilkeler için yazılı bir mesleki bağlayıcılık unsuru bulunmamakta. Etik ilkelere aykırı davrananlar için herhangi bir yaptırım yapılmamaktadır.
Gazeteciliğin kimi profesyonel meslek alanlarında olduğu gibi yasal düzenlemeleri ve bu düzenlemelere aykırı davranışlarında mesleklerinden men edilme gibi kuralları ve araçları yoktur.