Mümin görünen ikiyüzlü kimselere münafık denir. Münafıklar, inanç ve ibadetlerindeki iki yüzlü tavırlarıyla müminler arasında kendilerini gizleyerek İslam bünyesinin hemen hemen her noktasında zarar ve bozgunculuk imkanı ararlar. Münafıkların özelliklerinden bahseden hadislerden birine göre münâfığın alameti üçtür, konuştuğu zaman yalan söyler, vaat ettiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince emanete hıyanet eder.
Görünüşte iman ettiğini iddia edip Müslümanların ibadetlerine ve cemaatlerine katılan münafıklar, inançlarında olduğu gibi amellerinde de samimi değildirler. Onlar ibadetlerini de gösteriş ile kendilerini gizlemek için yaparlar.
İslam toplumu içinde yer alabilen münafıklar zaman zaman içten çıkardıkları bazı fitnelerle müminlerin inançlarına şüphe düşürüp ibadetlerine zarar verebilmektedir.
Münafıklar Müslümanların mali imkanlarını kurutmak ister. Kendi ekonomik güçlerini de inananların sebat ve azmini kırmak için kullanırlar. Fırsatını buldukları anda İslam toplumunun gelir kaynaklarını çökertmekte asla tereddüt etmezler. Kısaca onlar Allah ve Elçisi’ne inanan kimselerin zorda kalmaları için her türlü ekonomik boykotu uygularlar.
İkiyüzlülük, dedikoduculuk, geçimsizlik, yalan, aldatma, hile, riya, içindekinin tersini söylemek veya söylediği şeyin zıttını gizlemek gibi çeşitli anlamlara nifak denir.
Münafık kelimesi de, nifak hareketini yapan, nifak sokan, ikiyüzlü, mütereddit, aldatıcı, kalbi hasta, özüsözü bir olmayan kimseler için kullanılır.
Kur’an-ı Kerim’de Münâfikûn adını taşıyan bir sureyle beraber pek çok ayet ve hadiste münafıklardan bahsedilmektedir.
Kuran-ı Kerimde münafıkların özelliklerinden bazıları şöyle anlatılır:
Onların kalplerinde hastalık (şüphe hastalığı) vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemelerinden ötürü onlarda acı bir azap vardır. Münafıklar, toplum içinde bozgunculuk yaparlar. Müslümanların inandıkları gibi siz de inanın dense, o beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız, derler. İnanmış olanlara rastladıkları zaman inandık derler fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman, biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz, derler.
İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığı sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kâr etmedi. Doğru yolu da bulamazlar.
Ayette şöyledir: “Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emrederler, iyilikten men eder ve ellerini sıkı tutarlar. Allâh’ı unuttular, O da onları unuttu. Münafıklar, işte yoldan çıkanlar onlardır”
Münafıklar, zekat ve sadakayı Allah rızası için değil gösteriş yapmak için verirler.
Bir başka ayette şöyledir: De ki, ister gönüllü, ister gönülsüz sadaka verin, sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkan bir kavimsiniz!”