Hz. Peygamber (s.a.s.) iftira, insanın âhiret hayatını iflasa götürecek olan kul hakları arasında yer aldığını belirtmiştir (Müslim, Birr, 60).
İftira ve yalanla başkasına, suç isnat edenlere, itibarını rencide edenlere, malını haksız yere yiyenlere kıyamet gününde büyük bir ceza vardır. Bunlar, dünyada namaz kılmış, oruç tutmuş, zekât vermiş olsalar bile, söz konusu ibadetlerin sevabı kendileri, için yeterli olmayacaktır. Tam tersine bu ibadetlerden elde ettikleri hayır ve sevap, muhataplarına yaptıkları haksızlığın bedeli olarak kul hakkı şeklinde verilecek ve kendileri, servetini kaybetmiş bir müflis gibi boş ve çaresiz kalacaklardır. (Tirmizi, Kıyamet, 1)
Size şeytanların kimler üzerine inip durduğunu haber vereyim mi? Her günahkâr iftiracı, yalancı, sahtekâr üzerine iner. Bunlar (şeytanın iftira ve yalanına) kulak verirler. Çoğu ise yalancıdır.” 26/Şuarâ, 221-223
Hadislerde İftira Konusu
Rasulullah (s.a.v.): Herhangi bir kimse, din kardeşine ‘Ey kafir!’ derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner, buyurdular. (Müslim, 1/319)
“Mü’mine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Bir mü’mini küfr ile itham eden onu öldürmüş gibidir.” (Sahih-i Buhari C: 7, Sh: 233, İST/ 1315)