Türkiye’de son 20 yılda suç oranı yüzde 400 artış gösterdi.
1994 yılında 38 bin 931 olan tutuklu ve hükümlü sayısı 2014 yılında 156 bin 707’e ulaştı. Suç gruplarına göre en çok hırsızlık yapılıyor. Uyuşturucu, hırsızlık ve adam öldürme suçları yüzde 600’lük artış gösterdi.
Cezaevlerinde yaklaşık 32 bin hırsız, 27 bin katil, 27 bin uyuşturucu, 18 bin yaralama suçlusu, 18 bin yağmacı veya gaspcı, 12 bin cinsel saldırı suçları nedeniyle bulunuyor.
En çok 21-39 yaş aralığında suçlular bulunuyor. Geçmiş yıllara göre tutuklu ve hükümlü olarak cezaevlerinde bulunan çocuk ve gençlerin oranı yüzde 40 artış gösterdi.
Ceza evinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin yüzde 42’si ilkokul mezunu, yüzde 18’i ortaokul, yüzde 15’i lise, yüzde 11’i ilköğretim, yüzde 4’ü eğitimsiz.
Son 10 yılda tutuklu ve hükümlü sayısı üçe katlandı.
Yıllara göre Türkiye’deki tutuklu ve hükümlü sayıları:
2004 yılında 57.93
2005 yılında 55.87
2006 yılında 70.277
2007 yılında 90.837
2008 yılında 103.235
2009 yılında 116.34
2010 yılında 120.814
2011 yılında 128.604
2012 yılında 136.002
2013 yılında 144.178
2014 yılında 156.707
Peki bu artışı durdurmanın çözümü nedir? Yukarıdaki istatistiklerden de anlaşıldığı gibi bazı şeylerin değiştirilmesi gerekiyor.
Cezaevleri çocuk mahkumlar için uygulanan Islahevleri modeline benzer bir yapıya dönüştürülmesi lazım. Bir suç işleyip içeri girenler tedavi edilerek dışarı çıkmalı, dört duvar arasında gün sayıp çıkanların büyük bir kısmı yeniden suçlara karışıyor.
Islahevleri küçük yaştaki çocuk mahkumların büyüklerden ayrı yerlerde cezalarını çekmeleri, psikolojik tedavileri ve yeteneklerine uygun meslekler öğretilerek topluma kazandırılmaya çalışıldıkları yerler.
Türkiye’deki tüm ceza evleri Islahevi sistemine dönüştürülerek buraya gelen tüm mahkumlara zorunlu kamu hizmeti kapsamında psikolojik tedaviler uygulanmalı, dini görevliler tarafından mahkumlara bilgiler verilmeli ve okul eğitimleri almaları sağlanmalıdır.
Diyanet işleri din adamlarına her gün talimat vererek ülkede en çok işlenen suçlarla ilgili camilerde vatandaşlara vaazlar verdirmeli.
Emniyet görevlileride suçluları tuzağa düşürecek projelerle suçluların topluma zarar vermeden yakalanmalarını sağlamalı. Örneğin dükkan veya otomobillere imitasyon ürünler yerleştirip kapıları açık bırakarak özellikle sabaha karşı suçluları tuzağa düşürmeli. Bu tip olaylar bile hırsızların gözünü korkutacaktır, hırsızlık suçlarını büyük oranda azaltacaktır.
Bu suçluların devlete verdiği yük bunların tedavi edilerek topluma kazandırılmasıyla azalacaktır.