Günümüzde yeni yılda hediyeleşmek gelenek haline gelmiştir. Yeni yılda hediyeleşme kültürü Türkler için çok eskilere dayanmaktadır.
Hediyeleşme aradaki dostluk ve sevgi bağlarının güçlendirilmesinin bir parçasıydı. Bu kültürün izlerine Osmanlı sarayında rastlanmaktadır. Osmanlı sarayında yılbaşı çok özel kutlanmış ve günün anlamına göre öne çıkan kişiler, değerli hediyelerle padişah tarafından ödüllendirilmiştir. Padişah kendi altındakilere hediye verirken aynı zamanda vezir, kaptanpaşa, darüssaade ağası, yeniçeri ağası, valiler, damatlar vs. kişilerden de hediyeler almıştır. Yine bu kişiler karşılıklı hediyeleşmişlerdir.
Osmanlı sarayında uzun yıllar devam ettirilen hediyeleşme geleneği zaman zaman siyasi bir araç olarak da kullanılmış olabileceği dikkate değer konulardan biridir. Teşrifata önem veren Osmanlı Devletinde verilen hediyelerin kayıtları tutulmuştur.
Hediyeleşme, bir toplumun önemli kültür öğelerinden biridir. Türk toplumu gelenek, görenek, töre, inanç ve uygulamaları ile kültür varlığının zenginliklerini günümüze kadar yaşatmıştır. Bu zenginliklerinden biri de hediyeleşmedir. Hediyeleşme, doğum, sünnet, kız isteme, nişan, düğün, bayram gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren özel günlerde bir nezaket ifadesi olarak gerçekleştirilir.
Hediyeler, söylenemeyen duyguların tercümanı olup, akıldan ve gönülden geçirilen hislerin somutlaşmış şeklidir.
Hediyeleşme kültürünün temelinde mutlu etme, maddi ve manevi destek yatmaktadır. Eski Türklerde de önemli günlerde hediyeleşme bir gelenektir.
Osmanlı Devleti Hicri takvimi kullanmış olmasına rağmen yeni yıl takvimi, Hicri takvimin yılbaşı günü olan 1 Muharremde değil Celali takvimine göre yılbaşı sayılan 21 Mart’ta hazırlanırdı. Bu durum Osmanlı Devleti’nde Nevruz’u yeni yıl olarak algılama geleneklerinin en önemli göstergesidir.
Gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü, On iki Hayvanlı Türk Takvimine göre yılbaşı olarak belirlendiğinden yeni yıl kutlanmaları o gün yapılırdı. 21 Mart’ta hem yeni yıla girmenin hem de kıştan kurtulup bahara ulaşmanın coşkusu bayram havasında yaşanırdı. Herkes kendi durumuna göre yakınlarına hediye alırdı. Bu gelenek Türk saray adetlerine de yansımış olup başta hükümdarlar olmak üzere devlet ricali kendi aralarında hediyeleşirdi.
Hediyeleşmenin, Osmanlı Sarayı’nda tam olarak ne zaman başladığı tespit edilemesede 18. Yüzyıla ait, belgeler bunun bir gelenek olduğunu göstermekte ve Selçuklu sarayında da var olan bu geleneğin Osmanlı Saray kültürüne başlangıçtan itibaren yansımış olduğunu göstermektedir.