Birinci Dünya Savaşı’nda Avusturya-Macaristan ordularının Ruslara karşı koyabilmesinde, Galiçya Cephesi’nin birinci derecede önemi olduğu kabul edilir.
Galiçya’nın Rusların eline geçmesindeki engellerden biri de, Osmanlı Devleti’nin Galiçya Cephesi’ne gönderdiği 33 bin kişilik Türk kuvvetidir.
1.Dünya Savaşı’nda Macaristan’ın kuzeydoğusuna düşen Galiçya(Lehistan) bölgesinde bir Osmanlı Kolordusu Alman, Macar ve Avusturya kuvvetleriyle birlikte Ruslara karşı savaştı.
2 yıl boyunca cephede ve cephe gerisinde müttefik ordularının askerleriyle hem güçlü bir silah dayanışması kurulmuş, hem de cephe gerisindeki hastanelerde Avusturya-Macaristan askerleriyle Osmanlı askerleri birbirlerini yakından tanıma fırsatını yakalamıştır.
Savaş döneminde yaşanan yakınlaşma, iki ülkenin birbirleri hakkındaki önyargıların azalmasına ve toplumsal ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine yardımcı olmuştur. Ayrıca, Osmanlı askerlerine destek olmak amacıyla hem Viyana’da hem de Anadolu’da başlatılan yardım kampanyaları, Osmanlı’da ilk kez uluslararası boyutta bir toplumsal seferberlik yaşanmasını sağlamıştır. Bu faaliyetlerin toplumsal bilincin artmasında, milliyetçilik, vatanseverlik gibi duyguların gelişmesinde de büyük etkisi olduğu bilinmektedir.
Galiçya Cephesi, bugüne kadar, genellikle askeri yönüyle ve savaşın sonucuna yaptığı siyasi etkileriyle değerlendirilmiştir.
Türk askerleri Galiçya Cephesinde birçok bölgede bin 50’den fazla şehit vermiş ve savaş sırasında 13 ayrı yerde Türk şehitlik ve abidesi yapılmıştır.