Başlangıç yaşı 20 ila 24 arasında olan panik atak sorunu Türkiye’de her yüz kişiden dördünü etkilemekte. Birden bire ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan yoğun sıkıntı nöbeti olarak tanımlanan panik atak, düzenli hayat, düzenli beslenme yeterli uyku ve kafeinli içeceklerden uzak durmayla tedavi edilebiliyor.
Kişinin fiziksel ve psikolojik olarak kendini yoğun huzursuzluk içinde hissetmesi olarak tanımlanan panik atağın teşhisi konulabilmesi için en az 4 ya da daha fazla belirtinin bir arada bulunması gerekir. Bunlar;
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma, terleme, soluğun kesilmesi, uyuşma ya da karıncalanma, bulantı ya da karın ağrısı, ölüm korkusu, kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu, çarpıntı, kalbin sürekli ya da hızlı vurması, nefes darlığı ya da boğulur gibi olma, baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma, üşüme, ürperme ya da bayılacak gibi olma, titreme ya da sarsılma, kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ya da farklı hissetme, kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu, kalabalık yerlerden uzak durmak, önceden yapılan aktivitelerden uzak durmak.
Yaşar Üniversitesi Sağlık Kültür Spor Müdürlüğü Uzman Psikoloğu Zeynep Melis Suveren, “Panik atak, ameliyat, zor doğum gibi fiziksel stres, işini kaybetme, boşanma gibi duygusal stres hatta kötü beslenme gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Panik atak sırasında ilk yardım çok önemlidir. Panik atak geçirdiğini düşünen kişi öncelikli olarak oturmalı ve yavaş yavaş, derin derin soluk alıp vermeli. En az dört saniye süreyle burnundan soluk alıp ve yine en az dört saniye süreyle sanki ıslık çalıyormuş gibi dudaklarını büzerek soluk vermeli. Bunu birkaç dakika süreyle yapmalı. Paniğin zarar vermeyeceği, tehlikeli olmadığı bilinip, kaygılı düşüncelerin uçup gitmesi sağlanmalı. Unutmamalıdır ki panik, yalnızca gerekmediği bir sırada ortaya çıkan, vücudun doğal bir uyarı düzeneğidir. Kişi kendisine zaman tanımalı ve yavaşlamalı. Soluk alıp verme hızını yavaşlatmalı ve daha sonra yavaş yavaş önceki etkinliklere yeniden başlamalı. Bir panik atağının her zaman sonlandığını kendine anımsatmalı” uyarılarında bulundu.