Gümrük birliği, üye ülkeler arasında malların serbestçe dolaştığı, üçüncü ülkelere karşı ise bütün üyelerin ortak gümrük tarifesi uyguladıkları bir bütünleşme modelidir.
Türkiye AB üyesi olmadan Gümrük Birliğine giren tek ülkedir ve Türkiye’den çok AB’ye faydası olan bir birliktir. AB Türkiye’ye karşı her türlü baskıyı yapmaya çalışırken, Gümrük Birliği için daha kapsamlı anlaşmalar yapmak istemektedir. Gümrük Birliği AB’nin üzerine düşen görevleri yerine getirmemesi sonucu pek verimli yürümemektedir.
Türkiye Gümrük birliğine katıldıktan sonra AB ile dış ticaretinde gümrük ve fon gelirlerinden yılda ortalama 2,6 milyar dolar zarar etmekte.
AB Ortaklık konseyi, toplantısında Türkiye’ye 4-5 yıl içinde ödemeyi taahhüt ettiği 2,5 milyar avroya varan yardımı ödememiş ve kurumsal anlamda bütünleşmeyi kolaylaştırmak amacıyla öngörülen tedbirleri Avrupa Parlamentosu’nun muhalefeti sonucunda yerine getirmemiştir.
Gümrük Birliği anlaşmasında yer alan geçici bir takım düzenlemeler belirlenen geçiş dönemi bittiği halde ve Türkiye Gümrük Birliğinden doğan yükümlülüklerini titizlikle yerine getirdiği halde tamamlanmamıştır.
Serbest dolaşım hakkı askıya alınmıştır. Türk iş adamlarına vize uygulaması devam etmektedir.
Gümrük birliği süreci, Türkiye’nin hem AB üyesi ülkelere karşı hem de AB dışındaki ülkelere karşı uyguladığı dış ticaret politikası önlemlerinin değişmesine neden olmuştur. Bu bütünleşme türünde ülkeler bağımsız dış ticaret politikası izleme kabiliyetlerini kaybetmektedirler. Bu nedenle, Türkiye’de gümrük birliğine girmekle bağımsız dış ticaret politikası uygulama imkânını kaybetmiş, mevcut dış ticaret mevzuatını AB mevzuatıyla uyumlaştırarak, AB’nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı dış ticaret kısıtlamalarını ve ödünlerini aynen üstlenmiştir. Yine bu sürecin gereği olarak Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA), İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Fas, Filistin, Tunus, Suriye, Mısır, Gürcistan ve Arnavutluk’la serbest ticaret anlaşmaları imzalanmıştır.
Gümrük Birliği Türkiye ekonomisine yararlı olmamış, aksine zarar vermiştir. Gümrük Birliği süreci ticaret oluşturma ve saptırma etkileri bakımından Türkiye’nin aleyhine gelişmiştir.
Gümrük Birliği ile, Türkiye’nin ihracatının AB piyasasına giriş koşullarında önemli bir iyileşme görülmemiş, ihracat genel olarak Gümrük Birliği’nden etkilenmemiştir. Çünkü Türkiye’nin ihraç mallarının AB piyasalarına giriş koşullarında önemli bir değişme olmamıştır. Buna karşılık AB ve AB dışı ülkelerden yapılan ithalat artmıştır. AB’den yapılan ithalatın artış oranı AB dışı ülkelerden yapılan ithalatın artış oranından daha yüksektir.
Türkiye’nin yapması gereken, Gümrük Birliğinden çıkarak Avrupa ile ilişkilerini karşılıklı eşit ilişkiler zemininde ikili veya çok taraflı anlaşmalarla yola devam etmektir.
AB ile Türkiye arasındaki siyasi gerilime rağmen ve Türkiye’yi birliğe almama kararlılığına rağmen, AB Komisyonu’nun Türkiye ile Gümrük Birliği’ni tarım ürünleri ve hizmetleri de kapsayacak şekilde genişletme önerisinde bulunduğu ortaya çıktı.
Brüksel’in Türkiye ile Gümrük Birliği’nin tarım ürünleri ve hizmetlerini de içerecek şekilde genişletme konusundaki sürpriz kararıyla sınırlı Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi için destek talep ediliyor.