Bosch, otomobilleri internetin aktif bir parçası haline getirip sürücülere fayda sağlarken, otomobilleri ağa bağlayarak mobilitenin konfor, güvenlik ve etkinliğini geliştiriyor. Ayrıca cep telefonları olmadan da otomobilde internet kullanılabilecek. İnternet, önümüzdeki birkaç yıl içinde otomobillerde yeni bir çağ atlatmaya hazırlanıyor.
İnterneti sezgisel bir araba içi deneyim haline getirmek, otomobilleri internete bağlayarak sürücü destek fonksiyonları yaratmak ve araçları trafik altyapısı ile aynı ağa bağlamak… yani araç içindeki sanal dünyayı fiziksel dünyaya bağlama planları yapılıyor. Örneğin, ön camı arabanın ana ekran alanı haline getirerek araç hakkındaki tüm bilgilerin yanı sıra çevresi ile ilgili verileri de sürücünün görüş alanı içinde toplanacak. iPhone ve Android akıllı telefonları da araca entegre edilebilecek, telefon ekranının aracın ön camı ana ekranında gösterilmesini sağlayan ve uygulama kullanımını çok daha kolay, güvenli ve rahat hale getiren MySpin sistemi sayesinde…
Geleceğin Bosch hizmetleri elektrikli otomobil sürücülerini en yakın şarj alanına yönlendirerek istasyon arama derdinden kurtarırken, aynı zamanda sürücülerin en yakın park alanını rezerve etmesini sağlayarak yönlendirecek. Hatta eHorizon sistemiyle, güç aktarım organlarını dahi internete bağlıyor, mekatronik dünya ile dijital dünyayı bir araya getiriyor. eHorizon sistemi gereksiz hızlanma ve yavaşlamayı önlemeyi hedefliyor. Navigasyon yazılımı yol durumunu ön görerek aracın hangi durumlarda yüksek yakıt tasarruflu moda geçmesi gerektiğini araç ile paylaşıyor. Yol durumunu ön görerek yapılan hızlanma ve yavaşlamalar ile sürücüler % 15’ e kadar yakıt tasarrufu sağlayabiliyor.
Araçlar sadece internetteki bilgileri kullanmayacak, aynı zamanda çevresi için bir bilgi kaynağı haline gelecek. Araçları internete bağlarken, verilerin korunmasını temel bir koşul olarak gören Bosch veri güvenliğini, araçların internete bağlanmasından sonra sağlayacağı yararları dikkate aldığımızda alınabilir bir risk olarak değerlendiriyor. Bu amaçla da, araçlara özel hazırlanmış güvenlik çözümleri geliştiriyor. Her bir taşıtın gelecekte başlı başına bir sensör haline gelerek çevresi hakkında bilgi toplaması, bunları diğer taşıtlar ve bir sunucu ile paylaşması öngörülüyor.
Hali hazırda araçların kendi çevreleri ile iletişimde bulunduğu aplikasyonlar bulunuyor. Bunlardan bir tanesi eCall; 2015 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde zorunlu hale geliyor. Kaza olduğunda, araç otomatik olarak acil servisi arıyor; sistem hava yastığı sensörleri tarafında aktive ediliyor. Bu sistem, acil servislerin kazaya ulaşım sürelerini şehir dışında % 50, şehir içinde % 40 oranında azaltıyor.
İlerleyen dönemde, kullanım koşullarına göre araçlar analiz edilerek aracın hangi parçasının ne zaman değişmesi gerektiği öngörülebilir olacak.
Otomobilin internete bağlanması, yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Optimum mobiliteyi sağlamak üzere, altyapısı dahil tüm bir şehir ağa bağlanabiliyor. Hizmet aracılığını içeren Bosch platformları, toplu ulaşım, elektrikli otomobil kiralama ve eBike kiralama şirketlerinin entegre bir mobilite hizmeti sunmasına imkan veriyor.
Müşterilerin elektrikli otomobillerini farklı şirketlere ait şarj noktalarında şarj etmesine ve ödemelerini normal elektrik faturaları üzerinden rahat şekilde yapmasını sağlamaya yönelik bir dolaşım sistemi olan Hubject sayesinde faaliyetlerini elektromobilitenin de ötesine taşıyor. Ayrıca Bosch tüm bir şehri nesnelerin internetine nasıl yerleştirilebileceği üzerinde de çalışıyor.
Ağa bağlı taşıtların, trafik akışını yüzde 80’e kadar iyileştirebilmesi veya yaşlılar için güvenli, rahat mobiliteyi güvence altına alması için çalışmalarına devam eden Bosch, çalışmalarında, sadece küresel otomobil üreticileri ile değil aynı zamanda Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’da diğer sektörlerdeki yenilikçi şirketler ile de yakın bir diyalog içinde bulunuyor.