Koyun, keçi, sığır gibi hayvanlar çardırda beslenir açıkta bırakılmazdı.
Kurt ve köpek gibi hayvanlara saygı ve sevgi gösterilirdi. Yaşamı son bulan atlar için mezarlar yapılırdı. 19. yüzyıla kadar osmanlılarda devlet binalarına ve konutlara kuş evleri yapılırdı.
Fatih Sultan Mehmet’in fermanıyla yapılara kuşlar için oyuk ve tünek eklenmesi zorunlu olmuştu. Sahipsiz hayvanların su içmesi için yalaklar yaptırılmıştı.
Camilere kedilerin bakılabileceği bir bölüm ve su içebileceği kapların konularak hergün ciğer verilmesi belirtilmişti.
Sahipsiz hayvan bakım, tedavi ve beslenme için vakıflar kurulmuştu.
Kış mevsimlerinde hayvanlar için et, saman, tuz ve kuş yemleri bırakılıyordu.
1700’lü yıllarda kurulan vakıflarca , göçmen kuşlarla kedi ve köpeklerin tedavisi için birçok Osmanlı şehrinde hayvan hastaneleri yaptırılmıştır.
Sahipsiz sokak hayvanların, halk ve (hancı, lokantacı, kasap, ciğerci vb.) esnaf tarafından düzenli olarak beslenmeleri, parayla satın alınan kuşların azat edilmeleri yaygın bir gelenekti. Halk ve saray sanatçılarına ilham veren birçok hayvan türü , edebiyatta ve el sanatlarında yüceltilerek ölümsüzleştirilmiştir.