1959 yılından beri Türkiye Avrupa Birliğine alınacak bahanesiyle tamamı Hristiyan ülkelerden oluşan topluluk tarafından oyalamakta.
Türkiye’ye aday ülke sıfatıyla bir miktar ödemeler yapıp daha sonra bunun misli misli fazlasını AİHM tarafından tazminatlara mahkum ederek geri alan Avrupa Birliğne artık, Türkiye’deki vatandaşlarda üye olma inancını yitirirken, ekonomik olarak çökmeye başladığı için Avrupa Birliğine de sıcak bakmamaya başladı.
25 Mart 1957 yılında kurulan birliğe Türkiye 2 yıl sonra 31 Temmuz 1959 yılında başvuruda bulundu.
17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin katılma müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verdi ancak başlayacak müzakerelerin ne kadar sürede tamamlanacağı konusunda kesin bir tarih vermedi.
Türkiye Avrupa Birliği ile 51 yıl önce üyelik için anlaşma imzalamasına rağmen, yıllardır AB kapısının eşiğinde bekletiliyor.
Avrupa Birliği üye ülkelerin Türkiye’yi birliğe kabul etmemek için öne sürdüğü bahanelerden bazıları şunlar;
Bütçe açığı, dış borç ve işsizlik oranları açısından Türkiye Avrupa Birliği ortalamasının çok altında,
Türkiye’deki yüksek nüfus artışı, Avrupa Birliği ülkelerinin gözünde endişe verici bir sorun. Bu nüfus artış hızıyla Türkiye Avrupa Birliğine katılırsa 2020 yılında Almanya’yı geçerek Avrupa Birliği’nin en büyük üyesi olacağından Avrupa Parlamentosu’nda en fazla üyeye sahip olacak.
Türkiye’nin istememesinin en önemli bahanelerinden biriside Türkiye’nin yüzölçümünün büyük olması.
Türkiye’nin komşu ülkelerle yaşadığı sorunlar Avrupa Birliğinde devamlı gündemde. Özellikle Avrupa Birliğinin tanımadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti meselesi, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri.
Bazı Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin coğrafi konumunun, kültürel ve tarihsel kimliğinin Avrupa Birliği’ne uygun olmadığını belirtmekte.
Türkiye’nin coğrafi konum olarak Avrupa’da bulunmadığı bahanesini zaman zaman ortaya atan bazı Avrupa Birliği ülkeleri Asya’da yeralan Kıbrıs Rum Kesimini 2004 yılında birliğe aldıktan sonra bu bahaneyi kullanamaz hale geldi.
Avrupa Birliği Türkiye’yi üye yapmaya karar verene kadar birlik dağılabilir. Ekonomik çöküşe giren birliğe üye ülkeler, en sonunda yine kendi kaynaklarına ve para birimlerine dönmek zorunda kalacak gibi gözüküyor.