Kazakistan’da Aktöbe şehrinde 5-6 haziran tarihlerinde meydana gelen elim olay sonrası hayatını kaybeden asker ve sivil vatandaşların anısına 9 haziran gününü ulusal yas ilan etmişti.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, olaya karışan teröristlerin çoğunun yok edildiğini yakalananların en ağır şekilde cezalandırılacağını, Kazak Askerlerin yeminlerine sadık kalarak vatanları için canlarını feda ettiklerini, devlet olarak yaslı ailelere gerekli yardımın yapılacağını açıklamıştı.
Nazarbayev, halkın içine fitne atıp, başka ülkelerdeki renkli devrimlere özenip sokak eylemleri ile halkı huzursuz etmenin sonucunda yine halkın azap çektiğini vurguladı.
İlk olarak radikal ve aşırı terör gruplarıyla mücadele için kanunların gözden geçirilerek en sert tedbirlerin alınması gerektiğini bildiren Nazarbayev, eline silah alıp masum insanları öldürenlerin ölüm cezasına çarptırılması gerektiğini ifade etti. İç huzuru ve birliği sağlamadan küresel ekonomik krizle mücadelenin zorlaşacağını açıklayan Nazarbayev, halktan ülkenin birliğini korumalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev; konuyla ilgili Kazakistan halkına açık mektup yazarak şunları ifade etti; “Din örtüsüne bürünen bir grup terörist, geçen Pazar günü, Aktöbe şehrinde ülkemizin huzurunu bozdu.
Müslüman halk için kutsal olan Ramazan ayının başlangıcında gerçekleştirilen kanlı eylemi yapanların kötü niyetleri gerçekleşmedi. Adalet ve güvenlik hizmetleri görevlileri büyük tehlikeyi önledi. Bugün itibariyle halkın endişeleneceği bir husus yoktur.
Ben vefat edenlerin ailelerine, akrabalarına yürekten başsağlığı diliyorum.
Kazakistan’ın bağımsızlık ilanı var ancak onu korumak, geliştirmek ve ilerletmek bundan da önemli bir iş. Halk içinde bölücülük yapmanın, renkli devrimlerin nicesini başka ülkelerden görüyoruz, biliyoruz. Bunlar terörist eylemlerle, sokağa çıkıp bağırmakla başlıyor. Daha sonra anayasaya karşı çıkılıyor ve nihayetinde devleti yıkıyor, halkı aç perişan bırakıyor. Bütün bunları biz görüyoruz, biliyoruz, takip ediyoruz.
Öncelikle, bizim her türlü özellikteki aşırıcılığa ve terörizme karşı kanunları yeniden gözden geçirmemiz, bu değişikliği sert bir şekilde püskürtmemiz gerekir. İkincisi, birlik ve beraberliğimize zarar veren kötülüklerin yolunu kesmemiz gerekir. Halkın huzurunu korumazsak, küresel krizden geçemeyiz. Dolayısıyla bütün halk olarak bir araya gelmeli, ülkemizi korumayı düşünmeliyiz.
Halk birlik olmazsa, ülke de olmaz. Halkımızın güvenliği ve bütünlüğü için her şeye hazır olduğumuzu gösterme vakti geldi. Güvenlik ve istikrar, barış ve uzlaşma, en öncelikli zenginliğimiz. Biz bağımsızlığımızın direği olan bu değerlerimizi gözbebeğimiz gibi koruyacağız.
Ben, Kazakistan halkının, dünyadaki kriz ortamında ve günümüzdeki gibi sorumluluk anında birlik ve beraberliğini bütün dünyaya tekrar göstereceğine inanıyorum. Halkımız sağ, yurdumuz barış içinde olsun” dedi.