Doğarken Ağlayan Tek Canlı İnsandır
Doğarak yaşama gözlerini açan diğer canlılar ağlamazken, insan doğarken ağlamaktadır. Biyolojik nedenler dışında, sembolik bir neden de olsa gerek. Bu da insanın kendine bir yaşam kurma zorunluluğu içinde dünyaya gelmesidir. Öteki canlılar gibi insanın yaşamdan öğreneceği şeyler o kadar basit değildir, tersine çok karmaşıktır. En doğal gereksinimi olan beslenmede bile Ne ile, Niçin, Nasıl, Ne zaman, Nerede beslenecek? Kim besleyecek? sorularını yanıtlaması zorunluluğu vardır. Bu vb. sorular kuşkusuz insanın daha bebeklik döneminde diğer temel ihtiyaçlarının giderilmesinde de sözkonusudur.
İnsanın aile çevresinden edineceği bilgiler, bir yönüyle onu ileride kendisi de aile kurarken yararlanacağı konuları kapsarken; diğer yönüyle de onu aile dışındaki toplum yaşamına hazırlamaktadır.
Birey, gözünü açtığı aile yaşamının kültüründe edindiği bilgi beceri ve deneyimlerle, toplumsal çevrenin genel yaşam kültüründe kendine yer edinmeye çalışacaktır. Bu konuda eğer aile dışında bir okul yaşamı da olacaksa, burada kendisine toplumsal yaşam kültürünün aile dışında kalan alanlarında bilgi, beceri ve deneyim kazandırılacaktır ancak kişinin yaşamını kurması için okuldaki öğrendikleri de yetmemekte, okul sonrası çalışma yaşamına katıldığında kendisine zaman zaman ömür boyu unutamayacağı hayat dersleri verilmektedir.