Hastane Aydınlatmaları Nasıl Olmalı Hasta Psikolojisine Olumlu Aydınlatma
Hastaneler bünyesinde farklı yaş gruplarında ve farklı durumlarda kişileri bulundurduğu için diğer binalara göre karmaşık bir yapıya sahiptir ve bu nedenle hastaneler bu yönüyle diğer binalardan ayrışmaktadır.
Hastaneler yaşlı, genç ve çocuk hasta ve hasta yakınlarını, doktor, hemşire, hasta bakıcı ve temizlik görevlisi gibi çalışanları barındırmakta. Bu kişilerin her birinin görev ve ihtiyaçları ve hastanede bulunma sebepleri farklıdır.
Hastanelerin mekansal ve kullanıcı bazlı pek çok değişkeni bulunmaktadır. Örneğin, çocuk hastaneleri ya da alanların tasarımında renk, görsel ve grafik kullanımları, çocukların dikkatini çekebilmek ve onları rahatlatabilmek için önemli bir araçtır. Mekanların kullanıcıya ve amacına yönelik aydınlatılması için aydınlatma tasarımında ön plana çıkan temel faktörler dikkate alınmalı, gereken aydınlık seviyeleri sağlanmalı ve mekanların tasarımıyla bir bütünlük oluşturmalıdır. Bu sayede çalışanların performansları artacak, hastaların psikolojileri de olumlu yönde etkilenecektir.
Çok çeşitli gruplardan oluşan insanların bulunduğu hastane ortamında tasarımda dikkat edilmesi gereken temel faktörler; Aydınlatma armatürlerinin seçimi; ışık kaynağının, ışık renk sıcaklığı, renksel geriverimi, ışıkta oluşabilecek titreşimler, kamaşma kontrolü. Mekansal bazlı aydınlık düzeylerinin gerekli değerlerinin sağlanması gerekir. Enerji verimliliği; gün ışığı kontrolü, otomasyon sistemleri, sensörler.
Aydınlatmada en çok dikkat edilmesi gereken mekanlar;
Giriş – Bekleme – Hasta Kabul Alanları
Sirkülasyon Alanları – Koridorlar
Muayene Odaları – Ameliyathaneler
Hasta Odaları
Hastane giriş ve bekleme alanları, ana mekanlar içerisinde, hastanenin en az teknik gerekliliğe sahip noktalarındandır. Ne kadar davetkar ve huzurlu gözükürse gelen hastaların kendilerini o kadar rahatlamış hissetmelerine olanak sağlar.
Binaya girdikten sonra dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise karşılama bankosudur. Bu alanın dikkat çekici olması, hastaların hastane içerisinde yönlendirilebilmeleri için oldukça önemlidir. Bu nedenle bu bölgenin diğer alanlardan ayrışması için farklı çözümler gidilemelidir.
Sirkülasyon alanları, hastanelerin en aktif kullanılan yerleridir. Mekanlar arası bağlantıyı sağlayan bu geçiş noktaları, aydınlatmanın homojen ve sürekli olması gereken yerlerdir. Sirkülasyonun aksamaması ve sürekliliğinin bozulmaması için, yapılan aydınlatma sonucu karanlık noktalar ve keskin kontrastlar oluşmamalıdır.
Hastane koridorlarında sıklıkla hareket halinde tavana bakılmaktadır. Kamaşmanın farklı açılardan da oluşabileceği ve önlenmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Muayene odalarında aydınlatma, o mekanın işlevi açısından en önemli unsurlardan biridir. Doktorun hastaya doğru teşhis koyabilmesi için, hastayı doğru bir şekilde inceleyebilmeli ve renkleri doğru ayırt edebilmelidir. Bu nedenle ışık kaynağının renksel geriverimi yüksek olmalıdır. Bu sayede örneğin hastanın cildindeki kızarıklıkları, lekeleri, renk farklılıklarını doktor doğru olarak görüp yorumlamasını sağlar. Aynı şekilde ışık kaynağının, ışık renk sıcaklığı da mekan içerisinde farklılık göstermemelidir.Ameliyathanelerde ise özellikle ameliyat masasında gereken aydınlık düzeyine çok dikkat edilmelidir. Ameliyatın yapıldığı alandaki aydınlık seviyesi, yakın çevrenin aydınlık seviyesinin 3 katı, arka planın aydınlık seviyesinin ise 10 katı olmalıdır. Aksi takdirde göz aydınlık-karanlık adaptasyonunu gereken sürede tamamlayamaz ve olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Hasta odaları bir hastayı ne kadar evinde gibi hissettirirse, hastanın iyileşmesi ve psikolojisinde o kadar olumlu olur. Hasta çoğu zamanını, yatarak hasta yatağında geçireceği için yatağın üzerinde onu rahatsız edebilecek bir ışık kaynağının olmaması; bu nedenle doğrudan olmayan aydınlatmaların, kontrol edilebilir aydınlatma armatürlerinin seçilmesi ve bunların hasta tarafından da kontrol edilebilmesi, hasta üzerinde olumlu etkiler bırakacaktır.
Uzun süre aynı odada kalan hastalar için aydınlatma biyolojik saat üzerinde negatif bir etki oluşturabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Yapılan araştırmalarda kısa dalga boyuna sahip mavi ışığın melatonin üzerinde en büyük etkiye sahip olduğu kanıtlanmıştır. Bunun dışında; ışığın yanlış zamanda uygulanması da biyolojik saati negatif yönde etkiler.
Tüm bu araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda ise zaten hasta olan bir kişinin bir süre için kalacağı odaya, ek olarak yapılacak olan aydınlatmanın, özen gösterilerek yapılması, hasta ve çalışanların konforu için oldukça önemlidir.