Gençliğe Hitabe Anlamı Özet Ne Anlatılmak İsteniyor

Gençliğe Hitabe Anlamı Özet Ne Anlatılmak İsteniyor

Gençliğe Hitabe Anlamı Özet Ne Anlatılmak İsteniyor

Bilim adamı, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu özetle şunları belirtiyor;
Yeni fikir çığırları açmak genç nesle hitabettikleri gibi cemiyetleri içerden çökertmek gayesini güdenler doğrudan doğruya gençliği seçerler ve yabancılar kendi siyasi emelleri uğruna, millet düşmanları da şahsi çıkarları hesabına gençliği soysuzlaştırma konusunda hiçbir çabayı esirgemezler. Çünkü sahte fikir ve aldatıcı iddialarla ektikleri felaket tohumlarının mutlaka filizleneceğinden emindirler.

Bunun yakın örneklerinden biri, 19. asrın ikinci yarısında, Osmanlı devletini yıkmak için Türk düşmanları tarafından son derece şuurlu olarak desteklenen Jeuns Turcs’ler hareketidir.

Başlangıçta önemsiz, haklı ve masum gibi gösterilen bu tür hareketlerin acı bir örneği 12 Eylül 1980 öncesinde yaşandı. Gençleri sürekli bir bunalım içerisinde tutma, kamplara bölme, kendi anne, babasına, kardeşine kurşun sıkabilecek kadar gözlerini kör etme, gençler üzerinde perde arkası karanlıklarında musallat olan sapık ideolojiler, içki, kumar, madde alışkanlığı gibi emeller, uzun vadede devletimizi yıkmak isteyen mihrakların seçtikleri vasıtalardır.

Türk düşmanları bir hususun çok iyi farkındadır: Gençliği dejenere edilen bir millet yok olmaya mahkumdur; gençler ne halde ise o milletin geleceği de o haldedir; bir milletin geleceğini o ülkedeki fikir yapısından, anlayışından ve yetişme tarzından farketmek mümkündür.

Kemalist: doktrinden kopmuş bir Türk gençliği, Milliyetçi, Cumhuriyetçi, Halkçı, Laik ve İnkılapçı olamaz; düşmanlarımızın amacı da budur. Bu ilkelerden bir veya birkaçının yok olması demek, yarının temellerini iyi oluşturamıyoruz, çocuklarımızı bilerek anarşik ve sapık ideolojilerin ağına atıyoruz demektir.

İç ve dış mihraklar, çeşitli yollardan gençlerin arasına sızarak, onları zehirlemekte ve tüm tehlikelerin panzehiri olan Atatürk ilkelerinden koparmaya çalışmaktadırlar. Basın, söz ve yazı hürriyetinden faydalanan iç ve dış vatan hainleri, fıkra, makale, karikatür, tiyatro piyesi, açık oturum, film vb yollarla Türk toplumunu sarsıcı, cemiyeti ayakta tutan, tarihi, milli ve manevi değerlerle örf ve adetlerimizi küçültücü yayınlarla Türk gençliğini yanlış yollara sevketmeye çalışmaktadırlar.

Tarih içinde olduğu gibi bugün de millet ve devlet olarak, varolmamız Türk aile yapısının sağlam olmasına bağlıdır. Onun içindir ki yıllardır Türk ailesinin temellerini oluşturan tarihi, milli ve manevi değerlerimiz, örf ve adetlerimiz hep saldırıya uğramıştır, hatta zaman zaman alay konusu edilmiştir.

Türk ailesinde evlat, yaşı ne olursa olsun en değerli varlıktır. Anne baba hayatta olduğu sürece, hep evladının yanında, ailesi, vatanı, milleti, devleti ve dini için yararlı bir unsur olmasına çalışır. Batı dünyasında, evlat 18 yaşına gelince serbest kalır, düşüncesi bizde yanlış anlaşılmış ve 18 yaşını dolduran çocuklar ailelerine karşı isyana sebep olmuştur. Bu da, bulanık suda avlanan Türk düşmanlarının işine yaramıştır.

Sağlıklı bir aile yapısının birinci şartı, o ailenin milli ve manevi değerlerine, örf ve adetlerine sahip çıkmasıdır. Milleti teşkil eden en küçük birim aile olduğuna göre, aileyi oluşturan manevi değerlerin, örf ve adetlerin yok olması demek, devlet ve milletimizin birlik ve beraberliğinin bozulması demektir, anarşiyi davet etmek demektir.

Çeşitli ırklardan oluşan yeni dünya devleti Amerika’da, dejenere olmuş Amerikan toplumunu yansıtan filmlerde dahi, biz bir aileyiz gibi ifadelerle, manevi değerlerine, örf ve adetlerine bağlı bir Amerikan ailesi imajı çizilmeye çalışılmaktadır ancak böyle kökenlerinde var olan aşağılık kompleksinden kurtulma çabasındadırlar.

Bütün dünyaya örnek olabilecek bir aile yapısına sahip olmamıza rağmen, bu değerleri konu alan eserlerimiz ve filimlerimiz yok denecek kadar azdır. Bu konuyu ele alanlar da sadece sapık ideolojik çıkarları uğruna, Türk ailesine sömürmekten, anaların en yücesi Anadolu kadınını hor görmekten, fukaralık edebiyatı yapmaktan, Türk aile yapısına ters düşen dejenere batı aile yapısını taklitten öteye gidememişlerdir; dolayısıyla farkında olmadan, bazen de şuurlu olarak milletimizin birlik ve beraberliğinin bozulmasına sebep olmuşlardır.

Daha ilkokula yeni başlamış çocuklarımız, devlet ve milletimizin yıkılmasına yönelik Haçlı zihniyetli kültür baskısı altında, sporcu, sanatçı, şarkıcı gibi yabancı isimleri ezbere sayarken Türk büyüklerinin adlarını ve onların yaptıklarını öğrenmeyi gerek dahi görmemişler, hatta söylemeyi utanç saymışlardır. Haçlı zihniyeti belki kaba kuvvet ile galip gelememiştir ama çağımızın teknolojik üstünlüğünü iyi kullanmak suretiyle amacına ulaşmıştır.

Atatürk, hitabesinin son cümlesinde “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” derken bu kan, Atatürk ilkelerinin, asırların birikimi olan milli kültür ve manevi değerlerimizin, örf ve adetlerimizin ta kendisidir.

Gençlerimiz, milli kültür ve manevi değerleri önce aile içinde öğrenir. Türk ailesinin sağlam yapılı olması ve gençlerin her türlü ihtimama kavuşturulması için, aile fertleri arasında, iffet, vefa, yardımseverlik, gönül alma, hoşgörü, affetme, hasret duyma, şükretme gibi ahlak kavramları gençlerimize verilmelidir. Ahlak ve milli niteliklerimiz öğretilerek Devlet ve Millet sevgisi kuvvetlendirilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir