Gençler Sağlıklı Cinsellik ve Cinsel Sorunlar İçin Bilgiye İhtiyaç Duyuyor

Gençler Sağlıklı Cinsellik ve Cinsel Sorunlar İçin Bilgiye İhtiyaç Duyuyor

Dünya’da ve Türkiye’de kişilerin cinsel davranışlarında din kuralları, ön yargılar, tabular, örf ve adetler, geniş ölçüde egemen olmuştur. Bu nedenle, gençler cinsellik ve üreme sağlığı konusunda yeterince bilgi sahibi değildir.

Toplumda cinsellik, başlı başına bir tabu olup cinselliğin konuşulması ayıp, cinsel isteğin günah ve cinsel işlevinse zaman zaman erkeğin güçlülüğünün simgesi olarak görülmektedir.

Tabuları oluşturanlar da genellikle aileler ve sosyal çevrelerdir. Farklı eğitim ve kültür düzeyinde olsalar bile pek çok ebeveyn bu konuda geleneksel tavırlarını sürdürmekte, cinsel konuları hala tabu olarak görmekte ve çocukları ile bu konuları konuşmaktan kaçınmaktadır. Bu nedenle; ailede cinsel eğitim yeterli düzeyde verilememekte, sessizce devam eden gelenekler okullarda da sürmekte, ergenlerin çoğu aile içinde ve eğitimleri boyunca cinsellikle ilgili uygun, yeterli ve doğru bilgiyi alamamaktadır. Yeterli düzeyde bilgi alamayan gençler, cinsel konularda yanlış bilgiler edinebilmekte, farklı davranışlara yönelebilmektedir. Oysa cinsel konulardaki bilgi ve tutumları; gençlerin gelecekteki cinsel yaşamlarını, aile hayatlarını ve doğurganlık davranışlarını yakından etkilemektedir.

Cinsellik hakkında gençlerin bilgi eksikliklerinin temel nedeni olarak çoğunlukla, cinselliğin aileler tarafından yasak ve ayıp olarak görülmesi ve bu konuda geleneksel tutumların sürdürülmesinin etkili olduğu kabul edilmektedir.

Geleceğin eşlerini, dolayısıyla yeni ailelerini oluşturacak olan genç nüfusu Türkiye’nin yaklaşık dörtte birini oluşturmakta.

Gençler yetişkin olma sürecinde cinsellikle ilgili değerlerini geliştirirler ve cinsel davranışlarına yönelik kararlarını verirler.

Türkiye’de medya cinselliği sıklıkla kullanmakla birlikte var olan olumsuz tutumların olumlularla yer değiştirmesi ve sağlıklı bir cinsel yaşantıyı desteklemek adına neredeyse hiçbir şey yapmamaktadırlar.

Gençlerin üreme sağlığına yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin önemi ortada. Gençlerin sağlıklı cinsellik ve cinsel sorunlara yönelik bilgi ve eğitim konusundaki gereksinimleri ilk sırada yer alıyor.

Üreme sağlığına yönelik eğitim, danışmanlık ve bilimsel çalışmaların bir ekip anlayışı içerisinde yürütülmesi ve bu ekip içerisinde sağlık çalışanlarının, özellikle alana yönelik özel eğitim almış hemşirelerin yer almaları gerekmekte.

Yapılan araştırmalarda gençlerin konuya ilişkin bilgilere okullarda, üniversitelerde ulaşmak istedikleri belirtiliyor.

Gençlerin bu merkezlere kolaylıkla ulaşabilmeleri, kendilerini rahat hissedebilmeleri adına üniversitelerin mediko-sosyal bölümleri çatısı altında ya da farklı bir birim olarak hizmetin verilmesi önerilebilir.

Tüm bunların yanında gençlerin ve ailelerin konuya ilişkin eğitim ve gereksinimlerinin karşılanmasının ülkede bir eğitim ve sağlık politikası olarak benimsenmesi de önemli.

Yazılı basın metinlerinde cinsellikle ilgili konulara yer verilmediği halde cinsellik vurgulu fotoğrafların kullanıldığı haberlerin temalara göre dağılımına bakıldığında, çok büyük bir bölümünün ünlülerin hayatına ilişkin olduğu görülmektedir. Ardından moda ve diğer şeklinde sıralanmaktadır. Diğerleri kategorisinde yer alan konular yiyeceklerden, kıyı şeridine ve tanınmadığı halde erotik pozlar vermiş kişilerin güya yaşantılarına kadar değişkenlik göstermektedir.

Yapılan bu araştırmalarda gazetelerin cinsellikle ilgili olmayan konularda bile bu olguyu ne kadar sık kullandıklarını ortaya çıkarmaktadır.

Özellikle ünlülerin hayatlarıyla ilgili magazin haberleri erotik fotoğraflarla süslenmekte ve bunların neredeyse tamamında ünlü ve erotik kadın fotoğrafları kullanılmaktadır.

Yine cinsellikten tamamen bağımsız konular bile sıklıkla erotik kadın fotoğraflarıyla süslenmektedir. Kısaca popüler medyada kadın, belirgin bir biçimde seks objesi olarak görülmekte ve metalaştırılmaktadır. Cinsellik çoğu zaman sadece cinsel ilişkiye indirgenmekte ve kadın bir araç olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye’de cinsellik bir taraftan gündelik yaşamda yok sayılmakta ve bu alanda ciddi bir toplumsal baskı hissedilmekte, diğer taraftan popüler medya ısrarlı bir biçimde cinselliği vurgulamaktadır. Toplum bir taraftan cinselliği bastırırken diğer taraftan cinsellikle ilgili ürünlere yönelmektedir. Yine medya cinselliği vurgulamakla birlikte söz konusu alanda var olan olumsuz tutumların daha olumlularla yer değiştirmesi ve sağlıklı bir cinsel yaşantıyı desteklemek adına oldukça az şey yapmaktadır. Öyle ki haberlerde işlenen temaların sıralamasına bakıldığında, büyük bölümünün olumsuz nitelik taşıdığı, olumsuz başka temalarla birlikte ele alındığı ve olumsuz bir bakış açısını yansıttığı görülmektedir. Bu durum cinsellik alanında yaşanan karmaşayı daha da artırmakta ve çözülmesi güç bir hale sokmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir