Norveç’te yaşayan yaklaşık 50 bin kadın ve erkek üzerinde yapılan 15 yıllık araştırmada, esprinin bilişsel, sosyal ve duygusal etkenler üzerindeki etkisini belirli sorularla değerlendirerek, kalp rahatsızlıkları, enfeksiyon, kanser ve KOAH gibi belirli koşullar nedeniyle oluşan yaşam kayıpları incelendi.
Espri algısında en yüksek puanı alan kadınlar, her koşulda ölüme karşı yüzde 48, kalp rahatsızlıklarında yüzde 73, enfeksiyonlara karşı ise yüzde 83 daha az risk altında olduğu görüldü.
Araştırmacılar, erkeklerde yaşlandıkça azalan espri algısının hastalık risklerini artırdığını düşünüyor.
Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi araştırmacısı Sven Svebak şunları ifade etti:
Bilişsel etken, kişiliğin tamamen sabit bir tarafını oluşturuyor ve bireylerin günlük deneyimlerine yüklediği anlama etki edebilme potansiyeline sahip. Böylece, sosyal etkileşimlerde ve genel olarak stres karşısında, stres hormonlarının artışını engelleyerek tampon oluşturabiliyor. Kortizol da dahil olmak üzere stres hormonlarının sürekli yüksek düzeyde seyretmesi ise bağışıklık sistemini baskılıyor.
Espri algısını belirleyen genetik faktörler olsa da, sosyallik de bu algıya katkıda bulunuyor. Espri algısından yoksun yetişkinlerle büyüyen çocukların, büyürken gündelik hayatla başa çıkmada sıkıntı yaşayacaklarını düşünüyorum.