BM verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 15’ini engelliler oluşturuyor . 500 milyona yakın AB nüfusu içindeyse hafif ya da ağır 80 milyon engellinin yaşadığı tahmin ediliyor.
BM tarafından “dünyanın en büyük azınlık grubu” olarak nitelediği engellilerin topluma tam ve eşit katılımını sağlayabilmek önem kazanıyor.
2008’de yürürlüğe giren BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin ilk maddesinde “engelli” kavramının diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin katılımın önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içerdiği belirtilmekte.
Yani Sözleşme, engelliliği topluma tam ve eşit katılımın sağlanmasıyla ölçerek, tedavisi olmayan özürlülük ya da sakatlığın aksine engelliliğin ortadan kaldırılabileceğini kabul ediyor. Böylece erişebilirlik çalışmaları hayati önem kazanıyor.