2005 yılında kabul edilen kanuna göre; Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmi yapılar, tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları vb. sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar 7 yılda engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilmesi gerekiyordu. Bu kanun çıkıp rafa kaldıralı 15 yıl oldu. İstanbul’da her yer beton yığınına dönüştü ancak engellilere uygun şekilde yollarda bir düzelme olmadı. Çoğu otobüs durağı bile engellilere uygun değil. Aradan 10 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen hep birşeyler eksik ve yarım.
Çok sayıda belediye engellilere uygun olmayan kaldırım ve düzleştirilmemiş yollarla hizmetini eksik yerine getiriyor. Bu kötü yol ve kaldırımlar engelli olmayan kişileride zorluyor.
Kötü yapılaşma nedeniyle tek şerit sıkışık araç yollarına sahip olan İstanbul’da ne yazıkki engellilerin araçlarını kendi başlarına sürebilecekleri yollar yapılmamakta. Yollardaki fiziksel engeller nedeniyle pek çok engelli bireyin, toplumsal hayata katılımı olamamaktadır.
Yaya kaldırımlarında özellikle tekerlekli sandalye kullanıcıları açısından problem oluşmasını engellemek için kaldırım kesitinin eğimi yüzde 2’den küçük olması gerekiyor.
Yaya Kaldırımı kaplaması, kaymayı önleyici ve dolaşmayı kolaylaştırıcı, yollardaki basamak vb. yol yüzeyindeki yer altı tesisatı rögar kapakları çıkıntı oluşturmayacak, ani seviye değişiklikleri, kesilmeyen, sürekli veya aynı seviyede zemin oluşması gerekiyor.
Yaya geçitleri farklı yönde hareket eden yayaların ve taşıtların kesişim noktası olduklarından, ayrıca karşıya geçişlerin belli bir sürede tamamlanması gerektiğinden, geçit tasarımında bu durumu dikkate alan kural ve standartlara uyulması gerekiyor.
Yol düzenlemeleri yapılırken; tekerlekli sandalyeliler, bebek arabası kullananlar, bastonla ya da destekle yürüyen kişiler, çok kısa boylular ve çocuklar düşünülerek hazırlanması gerekiyor. Az görenler dahil görme engelliler, tarafından da yaya geçişinin başlangıcının duyumsanabilmesine dikkat edilmesi gerekiyor.
BM tarafından “dünyanın en büyük azınlık grubu” olarak nitelediği engellilerin topluma tam ve eşit katılımını sağlayabilmek önem kazanıyor.
Türkiye nüfusunun yüzde 12,29’u engelli. Türkiye’de 9 milyondan fazla engelli yaşamakta.
BM verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 15’ini engelliler oluşturuyor. 500 milyona yakın AB nüfusu içindeyse hafif ya da ağır 80 milyon engellinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Engellilerin erişilebilirlik sorunu:
Yollardan, yaya kaldırımlarından yüzde 66,9
Konutlarından yüzde 66,3
Alışveriş mekanlarından yüzde 59,5
Kamu binalarından yüzde 58,4
Alo 183 hattı aracılığıyla kadın, çocuk, engelli ve yaşlı, şehit yakınları ve gazilerle ilgili gelen çağrılar değerlendirilerek rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmektedir.
2008′de yürürlüğe giren BM Engelli Hakları Sözleşmesi, engelliliği topluma tam ve eşit katılımın sağlanmasıyla ölçerek, tedavisi olmayan özürlülük ya da sakatlığın aksine engelliliğin ortadan kaldırılabileceğini kabul ediyor.
https://youtu.be/IAco50DwmUw