Dolandırıcıların Hedef Aldığı 4 Ana Duygu
İnternet suçluları; insanların korkuları, duyguları ve refleksleri üzerine oynayarak istediğini elde edebilir.
Dolandırıcıların hedef aldığı dört ana duygu; Merak, Acıma, Korku ve Hırs.
En sık başvurulan psikolojik manipülasyon yöntemlerinden biri, aciliyet hissidir. Bilinçli, akılcı bir karar alırken, ilgili tüm bilgileri ayrıntılı olarak incelemek genellikle iyidir ve zaman alır. İşte dolandırıcılar kurbanlarından bu değerli varlığı esirger.
Patrondan geldiği zannedilen bir sahte e-postayla gönderilen virüse tıklanabilir.
Sahtekarlar “Hesabınıza erişme girişiminde bulunuldu. Bunu yapan siz değilseniz hemen bu bağlantıya tıklayın” diyerek korku ve panik yaptırır veya “İlk tıklayan on kişi indirim kazanacak, kaçırmayın” gibi kolay para kazanma hırsından faydalanır.
Psikolojide, bilinçli zihnin doğrudan rol oynamadığı eylemlere otomatizm adı verilir. Otomatizmler birincil (doğuştan, üzerine düşünülmemiş) veya ikincil (artık üzerine düşünülmeyen, bilinç aşamalarından geçirilmiş) olabilir. Ayrıca otomatizmler motor, konuşma veya zihinsel olarak sınıflandırılır.
İnternet suçluları, kimi alıcıların otomatik tepki gösterebileceği mesajlar göndererek otomatizmleri harekete geçirmeye çalışır. Bunlar arasında “E-posta gönderilemedi, tekrar göndermek için tıklayın” gibi mesajlar, alıcının ilgisini çekecek kadar büyük bir “Abonelikten çık” butonu olan bültenler ve sosyal ağlardaki yeni yorumlar hakkında sahte bildirimler yer alır. Bu durumda verilen tepki ikincil motor ve zihinsel otomatizmlerin sonucudur.
Bir diğer sahtekarlık, şuna benzer bir mesajla uygulanabilir: “Parola sızıntısı yaşadığımızı üzülerek bildiririz. Lütfen bu sızıntıdan etkilenenler listesinde olup olmadığınızı kontrol edin.”
İnternet suçlularının işini kolaylaştıran bu algı bozuklukları maalesef ki biyolojiktir. Bu otomatizmler, dünyaya adapte olma, zaman ve enerji tasarrufu sağlama konusunda bize yardımcı olmak üzere beynin evrimi sırasında ortaya çıkmıştır. Bu bozuklukların neredeyse tamamı eleştirel düşünme becerisinin eksikliğinden kaynaklanır ve birçok adaptasyon, modern gerçeklere uygun değildir. Bu sahtekarlıklara aşağıdaki bazı basit ipuçlarını uygulayarak karşı koyabilirsiniz:
İş yaşamında üstlerinizden gelen mesajları, eleştirel bir gözle okumayı kendinize prensip edinin. Sizden parola korumalı bir arşivi açmanızı isteyen patronunuz neden aynı e-postada arşivin anahtarını da göndersin? Ya da hesaba erişimi olan bir yönetici neden sizden yeni bir iş ortağını para aktarmanızı istesin? Neden birisi her zaman olduğu gibi telefonla aramak yerine e-posta atmayı tercih ederek sıra dışı bir işi size atasın? Tuhaf görünen bir şeyler varsa farklı bir iletişim kanalı üzerinden bu tuhaflıkları doğrulamaya çalışın.
Acil bir işlem yapmanızı isteyen mesajlara anında tepki vermeyin. Mesajın içeriği sizi şaşırtsa bile sakin kalın. Herhangi bir bağlantıya tıklamadan önce göndereni, etki alanını ve bağlantıyı kontrol etmeyi unutmayın. Emin olamıyorsanız Bilişim Teknolojileri departmanıyla iletişime geçin.
Belirli bir türdeki mesajlara otomatik olarak yanıt verme eğiliminizin olduğunu fark ederseniz tipik eylem sıranızı bilinçli bir şekilde gözden geçirin. Bu sayede mesajlara bilinçsiz ve otomatik bir şekilde yanıt vermeyi önleyebilirsiniz. Burada önemli olan nokta bilincinizi doğru zamanda harekete geçirmektir.
Güvenilir kimlik avı önleme teknolojilerine sahip güvenlik çözümlerini kullanın. Bu sayede sızma girişimlerinin çoğu, ilk koruma kalkanınıza takılıp başarısız olacaktır.