Tüm dünyada, özellikle Güneydoğu Asya denizlerinde, Kuzey Denizi’nde ve Meksika Körfezi’nde denizanası sayısında büyük bir artış var.
Deniz suyu sıcaklığının ve fosfor, azot gibi besin elementlerinin artması deniz suyunda denizanalarının besini olan plankton sayısının artmasına yol açıyor.
Aşırı avcılık, denizanalarıyla beslenen balıkların sayısının azalmasına neden oldu.
Bunların yanı sıra düşük oksijenli ve kirli sularda yaşayabilmeleri de sayılarındaki artışın diğer bir nedenidir.
Bu durum denizanası yaralanmalarına maruz kalanların sayısını artırıyor.
Denizanaları tüm dünya denizlerinde yaşayan bir canlı türü. Paleontolojik kayıtlar denizanalarının 650 milyon yıldan bu yana Dünya’da yaşadığını gösteriyor.
Denizanası çarpmasının belirtileri denizanasının türüne, mevsime, nematosistlerin nüfuz ettiği bölgeye, deriye nüfuz eden nematosist miktarına, zehirleyen türün büyüklüğüne, bireyin bağışıklık sistemine ve yaşına (çok yaşlılar ve çok gençler daha hassastır) göre değişiklik gösterir.
Üreme dönemlerini geride bırakıp kumsallara vuran denizanası ölüleriyse başka bir tehlike oluşturur. Zehir hücrelerinin büyük bir kısmı halen etkindir ve temas sonucunda zehirlenme gerçekleşebilir.