PwC dünya genelinde bin 400’den fazla şirket genel müdürüyle(CEO) görüşerek hazırladığı Küresel CEO Araştırmasının sonuçlarına göre 2016 yılında küresel ekonominin iyileşeceğine dair en iyimser olan bölgeler yüzde 34 oranla Orta Doğu ve yüzde 33 oranla Batı Avrupa olurken, Kuzey Amerika’daki CEO’lar arasında iyimser düşünenlerin oranı yüzde 16’da kaldı. Çin’deki CEO’ların yüzde 33’ü ise küresel ekonomik büyümenin 2016 yılında yavaşlayacağını düşünüyor.
Araştırmaya Türkiye’den katılan CEO’lar yüzde 93 oranla jeopolitik belirsizlikler, yüzde 90 oranla döviz kurundaki kırılganlık ve yüzde 77 oranla sosyal istikrarsızlık konularını 2016 yılında kendilerini bekleyen en büyük sorun olarak açıkladı.
Türkiye’de şirket büyümesi konusunda çok emin olduğunu söyleyen CEO’ların oranı yüzde 40 oldu.
Türkiye’deki CEO’ların yatırım yapmayı planladığı ülkeler arasında yüzde 27 oranla ilk sırada Amerika, yüzde 23 ile Rusya ve ardından yüzde 20 oranla Almanya geliyor.
Türkiye’deki CEO’ların yarısı yetenekleri elinde tutmak için performans yönetimine odaklanırken, önümüzdeki 12 ay içerisinde planladıkları yeniden yapılandırma çalışmalarının arasında maliyet düşürme girişimleri, yeni iş ortaklıkları ve yurtiçi birleşme/satın almalar öne çıkıyor.
Türkiye’deki CEO’lar için de ek maliyetler önemli bir engel teşkil ederken, doğru yeteneklerin eksikliği yüzde 53 oranla en önemli engel olarak ortaya çıkıyor.
Yeni teknolojiler konusunda CEO’lar en yüksek faydayı veri ve analiz araçları ile CRM sistemlerinden beklerken, ARGE ve yenilik ise yüzde 53 oranla ikinci sırada geliyor.
ARGE ve yeniliğe en fazla öncelik verenler yüzde 76 oranla Tayvan, yüzde 72 oranla Brezilya, yüzde 71 oranla Fransa, yüzde 67 oranla Almanya’daki CEO’lar oldu.
Enerji denklemi dünya dengelerini farklı yönlerden test ediyor. Küresel ekonomideki karmaşık görünüme ve güvenlik konularının dikkati fazlasıyla dağıttığı ortama rağmen yılın en temel trendlerinden biri olarak teknolojideki sıçrama ve onunla birlikte gelen dijital dönüşüm kendini gösteriyor.
Rapora göre Türkiye açısından boşa geçirecek bir saniye yok. Jeopolitik riskler ve dünya ekonomisindeki yavaşlığa rağmen büyüme, markalaşma ve endüstriyel yatırım hedeflerine yönelik Türkiye çok sıkı çalışmalı büyük adımlar atmalı.