Çok eski dönemlerde ortaya çıkan büyücülük, günümüzde de canlılığından bir şey kaybetmedi. Büyü hem kanunen suç, hem dinen yasak olmasına rağmen Türkiye’de çok sayıda büyü içerikli kitaplar piyasada bolca bulunmaktadır ve bu işi meslek olarak çok sayıda kişi yapmaktadır.
Büyü sadece bir tek kültür ya da bir topluluğa ait olmamıştır. Büyü bir çok toplulukta farklı isimler altında türemiş, yaşadığımız yüzyıla kadar varlığını devam ettirmiştir. Bir çok kültür de büyü yapan kişiye büyücü, cadı, sihirbaz, şaman, şifacı ve doktor isimleri verilmiştir.
İnsanlara zarar vermek, sevdiğinden ayırmak, acı çektirmek, sağlığını bozmak, işini, geçimini bozmak, insanın bazı organlarını bağlamak, akli dengesini bozmak, hasta etmek, hatta öldürmek için yapılır.
Türk siyasetçi, yazar, tarihçi, akademisyen ve hekim Abdülhak Adnan Adıvar’ın Tarih Boyunca İlim ve Din adlı eserinde şöyle anlatılıyor: “Sümer ve Babiller’de sihir ilim sayılırdı canlı cansız eşyaya tabiat üstü kuvvet izafe ederdi. Halk yardım beklerdi. Yırtıcı hayvandan korunmak için onların dişlerinden, pençelerinden, gerdanlık takar ve korunmaya çalışırlardı. Yağmur yağması için kurbağa şekline girip, öterlerdi…”
Herhangi bir amacını gerçekleştirmek için şeytan, ifrit veya cini kullanan kişye büyücü denir. Büyü olayında büyücü ile cin arasında bir anlaşma vardır ve büyücü bir takım şirk fiiller yaparak cine taparak veya şeytana kulluk ederek onlardan faydalanır. Yani cin büyücünün hizmetkarı olur.
Büyü en büyük günahlardan biridir bunlarla ugraşanların hayatını yıkar mahveder.
Ceza Hukuk Profesörü Prof. Dr. Köksal Bayraktar’a göre “Üfürükçülük, büyücülük sadece bilim ve fennin benimsemediği haller değil, bizzat dinin de uygun bulmadığı hallerdir. Günümüzde bu eylemin çokça gerçekleştirilmesi dinin yeterince bilinmemesinden kaynaklandığı gibi toplumdaki ahlaki ve manevi değer ölçütlerinin alabildiğine sarsılmasının da sonucudur” dedi.
677 sayılı kanun yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunun 2. Fıkrasında; falcılık, büyücülük ve üfürükçülük gibi eylemleri belirterek yasaklamıştır ve buna 3 aydan az olmayan bir ceza da getirmiştir. Dolayısıyla yürürlükteki hukuk sistemine göre örneğin bir büyücü, falcı yakalandığında bu kanuna göre yargılanır ve cezalandırılır.
Ayrıca büyücülerle bilim insanları da mücadele etmeye başladı. Bilim insanları, bütün sağlık ve aşk iksirlerinin aslında okulların 8. sınıf kimya ve fizik ders kitaplarından alındığını, kehanetlerin ise tamamen psikolojiye dayandığını deney yoluyla ispatlamaya çalışıyor.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2010 yılında domuz büyüsü yaptığı gerekçesiyle, belediye başkanının kapısına bir takım sıvı şeyler sürülmesi, kapısı önüne sıvı dökülmesi gibi davranışların işveren ve temsilcisinin haysiyetini kırıcı, itibarını zedeleyici ve sonuç olarak sataşma niteliğinde olacağı kaçınılmazdır değerlendirmesinde bulundu.