Bulimiya Nervoza Nedir Belirtileri Nelerdir Tedavisi
Bulimiya, bir öküzü yiyecek kadar aç olmak anlamını, nervoza ekiyse yeme bozukluklarının diğer elemanı olduğunu vurgulamaktadır. Tıkınırcasına yeme nöbetleri, hastalığın önde gelen belirtisidir fakat hastalar, nöbet sonrasında büyük bir pişmanlık ve suçluluk duyarlar.
Şişman olma korkusu, bu hastalıkta da davranış bozukluklarının temelinde yatmaktadır. Bulimiya nervoza olarak tıbbi tanımlaması, 1979’da Russell tarafından yapılmıştır.
Çocukluk çağı cinsel ve fiziksel istismarı, hastalık ortaya çıkmadan önceki dönemde kaygı ve duygudurum bozuklukları, ebeveynin aşırı veya yetersiz düzeyde müdahalede bulunması, etkileyen faktörler arasında sayılmaktadır.
Tıkınırcasına yeme nöbetleri, uygunsuz dengeleyici davranışlar(kusma, laksatif, diüretik vb.), kiloyla ve bedenle aşırı uğraş; hastalığın temel belirtilerdir.
Hastalar, normal kiloda ya da kilolu olabilirler. Tıkınırcasına yeme nöbetleri sırasında sıklıkla önceden planladıkları ve rutin yeme düzenlerinde yasaklı olan yüksek kalorili besinleri(pasta, dondurma, çikolata vb) gözü dönmüş biçimde yerler. Genellikle, gün içinde uzun süre, bu yeme töreninin hayalini kurarlar, nöbet öncesi yiyecekleri için alışveriş yapabilirler. Atak sonrasında ise, pişmanlık ve suçluluk duyguları yaşar, kendilerini acımasızca eleştirirler.
Duygudurum bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, anksiyete bozuklukları ile birlikte görülme oranları yüksektir.
Yeme bozukluklarında tedavi uzun ve zahmetlidir ve psikoterapi yeme bozuklukları tedavilerinin vazgeçilmez unsurudur.
Tedavide normal, sağlıklı ve kişiye uygun kiloyu sağlama ve devam ettirme, yiyecek kısıtlaması veya uygunsuz dengeleyici davranışları durdurma, yeme bozukluklarının temel belirtilerini değiştirme, yerine sağlıklı olanları koyma, fiziksel komplikasyonları tedavi etme, eş-tanı durumlarını tedavi etme, akut düzelme sonrası 5 yılda nüksleri önleme sağlanmaya çalışılır.
En büyük zorluklardan biri, hastaların hastalığı ve tedaviyi kabul etmemeleridir. Bu durum tedaviyi geciktirmekte, bazen da olanaksız kılmaktadır. Hayati tehlike olması halinde, zorunlu tedavi ve hastaneye yatırılma olabilir.
Değişik psikoterapi yöntemleri, aile terapisi, ilaç tedavisi ve gerekirse hastane tedavisi hastanın özgün durumu dikkate alınarak devreye sokulur. Tedavide tıbbın diğer dallarıyla işbirliği önemlidir.