Güney Afrika’da yer alan Botsvana, güney ve güneydoğuda Güney Afrika Cumhuriyeti, batı ve kuzeybatıda Namibya, kuzeydoğu ve doğuda Zimbabve ile çevrilidir. Ülkenin denize kıyısı bulunmamaktadır. Afrika’nın çöllerinden biri olan Kalahari çölü, ülkenin önemli bir kısmını kaplar. Yazların sıcak ve kurak, kışların ise ılık olduğu ülkede yarı kurak bir iklim yaşanmaktadır.
Başkenti Gaboron olan ülkenin nüfusu 2 milyon 155 bin civarında ve yüzölçümü 581 bin 730 km².
Botsvana, Afrika kıtasına yönelik istikrarsızlık ve az gelişmişlik algısını değiştirebilecek örneklerden biridir. Botsvana, bağımsızlığını elde ettiği dönemde Afrika’nın en fakir ülkeleri arasında yer alırken 1967’de elmas madenlerinin keşfedilmesi ile birlikte hızlı bir ekonomik büyüme sürecine girmiştir. Botsvana’da elmas gelirlerinin paylaşımı ile ilgili bir çatışma ya da yolsuzluk hadisesi söz konusu olmadığı için ekonomik büyüme sağlanabilmiştir.
Botsvana, askeri darbe tecrübesi olmayan nadir Afrika ülkelerinden biridir. Botsvana’da yaklaşık 10 bin Müslüman bulunurken, 25 mescit ve cami, çoğu mescitte medrese ve 5 kütüphanesi bulunan Davet Merkezi hizmet veriyor.
Botsvana’nın bağımsızlığını elde ediş biçimi de diğer Afrika ülkelerinden farklı olmuştur. Zira yerli siyasi elit, ülke yönetimini sömürgeci elitten son derece yumuşak biçimde devralmıştır. Botsvana hükümetleri defansif realizm olarak tanımlanabilecek bir strateji ile Soğuk Savaş dönemindeki uluslararası müdahalelerden ve komşu ülkelerdeki siyasi kaoslardan uzak kalmaya çalışmıştır.
Tarihi koşullara bakıldığında Avrupa emperyalizminin Afrika kıtasının gelişimini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Yayılmacı tehditler karşısında İngiltere’nin himayesine girmeyi kabul eden Botsvana da altyapısal anlamda bu olumsuzluktan etkilenmiş ancak İngiltere ile işbirliği yapan geleneksel yöneticiler hem otoritelerini devam ettirmişler hem de yönettikleri toprakların dış tehditlerden korunmasını sağlamışlardır. Bu noktada etik olarak farklı yorumlar yapılabilirse de uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi açısından değerlendirildiğinde geleneksel yöneticilerin realist bir strateji izledikleri söylenebilir.
1965 yılında iktidara gelen Botsvana Demokratik Partisi, 1966 yılında ülkeye bağımsızlık getirmiştir. Kent nüfusunun hızlı artışı, yüksek işsizlik, gelir dağılımındaki yüksek farklara rağmen, sürdürülebilir ekonomik büyüme, kırsal bölgelerdeki destek ağı ve muhalefet partileri arasındaki ayrılıklar nedeniyle, Botsvana Demokratik Partisi bağımsızlığın ilanından bugüne iktidarda kalmıştır.
Botsvana birçok Afrika ülkesinde görüldüğü üzere genç bir nüfusa sahip olup, 2016 tahmini verilerine göre yüzde 63,72’si 0-24 yaş aralığındadır. Ülkenin sadece yüzde 4,13’ü 65 yaş ve üzerindedir.
Ülkede AIDS hastalığı nedeniyle ölümlerin çoğalması nüfus artışını etkilemektedir. Botsvana’da yabancıların sayısı sürekli artmakta olup toplam nüfusun içinde yabancılarının oranının yüzde 5 olduğu tahmin edilmektedir.
Botsvana, Afrika standartlarına göre kişi başına gelir düzeyi yüksek ülkeler arasındadır. Gelir dağılımının çok düzensiz olan ülkede, işsizlik oranı da çok yüksektir. İlk ve orta eğitimin yaygın olmasına rağmen Botsvana’da nitelikli işgücü yetersizdir.
Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1000 metre olan Botsvana’nın büyük bir kısmı düz olup yer yer kayalıklara da rastlanmaktadır. İnsanların çoğu, ılıman iklimin hakim olduğu ve diğer yerlere göre verimli toprakların daha fazla olduğu ülkenin doğusunda yaşamaktadır. Ülkenin büyük bir kısmı yer yer 120 metreye kadar ulaşabilen kalın kum tabakası ile kaplıdır. Ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 5’i tarıma uygundur. Kuraklık, Botsvana için sürekli olarak tekrar eden bir tehlikedir. Ülkenin kuzey doğusunda yıllık yağış miktarı 650 mm iken güney batıda bu miktar 130 mm civarındadır. Botsvana kullanılmamış maden kaynaklarına sahiptir.
Ülke sınırları içerisinde birçok yaban hayvan bulunmaktadır. Filler, zürafalar, çeşitli antilop türleri, aslanlar, leoparlar, çitalar, su aygırları ve zebralar bu yaban hayatın bir parçası olarak Bostvana’da gözlemlenebilmektedir. Özellikle Okavango Deltası zengin yaban hayvan çeşitliliğine sahiptir.
Türkiye ile Bostvana arasındaki diplomatik ilişkiler 1981 yılında tesis edilmiştir. Türkiye’nin Gaboron Büyükelçiliği 15 Ekim 2014 tarihinde açılmıştır.
İki ülke arasında ticaret hacmi 2016 yılında yaklaşık 13 milyon dolar oldu. Türkiye’nin Botsvana’dan ithalatı yaklaşık 10 milyon dolar olurken, Botsvana’ya ihracatı yaklaşık 3 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ülkenin toplam ihracatında Belçika, Güney Afrika ve Hindistan ilk üç sırayı paylaşırken, ithalattaki en güçlü ilk üç ülke ise Güney Afrika, Namibya ve Kanada olarak sıralanıyor.
Botsvana’nın ihracatında en önemli ürün elmastır. 2015 yılında toplam ihracatın yüzde 80’ini elmas üstlenirken, ikinci sırada en çok ihraç edilen ürün ise bir başka maden olan nikel ve ürünleri oluşturuyordu. Botsvana’nın ihraç ettiği diğer ürünler arasında öne çıkanlar ise bakır cevheri, kablolar, sığır eti, karbonat ve tuz olarak sıralanıyor.