Başkalarının hakkına ve düşüncelerine saygı göstermeyen ve gerçeklerle uyuşmasa bile devamlı kendilerini haklı göstererek, yeterli emeği vermeden herşeyi kendilerinin hakettiğni sayarak en önde ve gözde olmak, tek olmak isteyenlerin sahip olduğu rahatsızlığa Narsistik kişilik bozukluğu adı veriliyor.
Narsisistik kişilik bozukluğu, bir insanın aşırı şekilde kişisel yeterlilik, güç, prestij ve kendini üstün görme ile zihinsel olarak meşgul olup bu durumun kendisine ve başkalarına verdiği yıkıcı hasarı görememesine neden olan bir kişilik bozukluğudur.
Kendilerini başkalarının yerine koyamaz ve başkalarını anlayamazlar. Sanki her şey sadece kendileri için vardır ve ne olursa olsun her şeyin kendi amaçlarına hizmet etmesi gerekir. Başkalarının fikir ve hareketleri kendi amaçlarına hizmet ediyorsa vardır, aksi halde bu fikir ve hareketler tahammül edilemez düşüncelerdir. Gerçekle bağdaşmayan, başkalarının zararına olup sadece kendi çıkarlarına uygun, kendi plan ve hedeflerine hitap eden maddi ve manevi kazanç sağlayabilecek plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında öfkelerine hakim olamaz, saldırganlaşır, hatta ağır psikotik tablolara girerler.
Toplumun yüzde 1’inde görülen bir rahatsızlıktır. İlk kez 1968 yılında belirtilen bu rahatsızlık megalomani olarak da adlandırılır. Megalomani ya da büyüklük kuruntusu, kişinin kendisine gerçekle uyuşmayan üstün nitelikler yakıştırmasıdır. Derin bir ruhsal sorunun belirtisidir. Büyüklük hezeyanları kişinin, yetenekleri, nitelikleri ve yaşantısı hakkındaki mantıksız inançlara dayanır. Megalomani, kendini önemseme duygusunun gerçekliğe dayanıp abartılı bir biçim alan, aşırı bir özgüven değildir.