Günümüzde yaşananları yıllar önce öngören ve neler yapılması gerektiğini yıllar önce kaleme alan Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz.
1937 yılında sağlığı bozulmaya başlayan ama buna rağmen Hatay’ın Türkiye’ye dahil olması için çalışan Atatürk’te mevcut karaciğer sorunu Ocak 1938’de daha da belirginleşti ve son günlerini İstanbul’da sürekli doktorların gözetiminde geçirdi. 8 Kasım 1938 saat 19.00’da Atatürk kafasını sağa çevirip, biriyle konuşur gibi Aleykümesselam dedikten sonra komaya girdi. Vefat edene kadar 38,5 saat konuşmadı. 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9’u 5 geçe Dolmabahçe Sarayı’nda hayatını kaybetti.
Atatürk askeri hayatı boyunca Türk Milletinin ve insanlığın sömürgeci emperyalist Avrupa yüzünden çektiği acıları yakından görmüş ve önderi olduğu Türk Milletinin, geleceğin medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğacağını, bunun da bütün insanlığın hizmetinde olacağını savunmuştur.
Ayrıca bu medeniyetin Batı’nın sümürgeci medeniyetinin yerini alacağını, bunun sonucunda da mazlum milletlerin, Batı’nın sömürgeci medeniyetine bağımlı olmaktan kurtulacağı ve dünya nimetlerinin bütün toplumların hizmetine sunulacağı öngörüsünde bulunmuştur. Onun Emperyalizm karşısındaki mücadelesi mazlum milletlere örnek teşkil etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk diyor ki:
Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir.
Fikirlerimi inkâr edenler ve beni çekiştirenler çıkabilir.
Hattâ bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir.
Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler, Hint’den, Mısır’dan döner, dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur!