Türkiye’de hayvan severler birliği 1908 yılında kuruldu. Bütün ülkelerde bu amaçla kurulan birlikler Hollanda’nın başkenti Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonunu kurdu. Federasyon 1931 yılında 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan etti.
Hayvanları koruma gününde medya kuruluşları ve okullarda hayvanlarla ilgili bilgilendirici konuşmalar yaparak hayvanlara karşı insanca muamelelerin neler olduğu anlatılır.
İnsan ve tüzel kişiler dışında evrensel hukuk sistemlerinde hiç bir canlıya hak ehliyeti tanınmamıştır. Bu nedenle hayvanlar eşya haklarına göre değerlendirilmektedir. Ancak pek çok Avrupa ülkesi yasalarında düzenlemeler yaparak hayvanların eşya sayılamayacağını belirtmiştir.
Ülkemizdeki hukuk sisteminde de insan dışındaki herşey eşya kabul edilmekte. Sahibi olan bir hayvanın uğradığı zararlarda mal varlığı aleyhinde işlenen suçlara göre işlem yapılırken sahipsiz hayvanlara karşı işlenen suçlarda kabahatler kanununa göre işlem yapılıyor.
Hayvanlara karşı insanların verdiği zararlarla ilgili dini boyut;
Bu olumsuzluklar yıllardır iyi anlatılamadığı için gerekli düzenlemeler bir türlü yapılamıyor. Hayvan hakları denildiği zaman karşı görüş olarak hayvanın hakkımı olurmuş, tepkisi verenler oluyor. Aslında burada anlatılmak istenen hayvanlara karşı sadistçe davrananların cezalandırılması için çok hafif cezalar yerine caydırıcı cezaların istenmesidir. İşte bu iyi anlatılamadığı için hiç bir çözüm sağlanamıyor. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre bir hayvana işkence yapmak, şiddet uygulamak ve canını almak kabahat olarak işleniyor normalde bunları yapanların zorunlu psikolojik tedavi alması gerekir.