Büyük şehirlerde özellikle İstanbul gibi metropol şehirde sadece plansız yapılaşma sorunları çözülmeye çalışılırken tabiyata ait yol üzerinde hiçbir düzeltme işlemi yapılmadan üzerine sadece asfatl çekildiği için neredeyse İstanbul’un her sokağı yokuşlarla dolmuş durumda. Bu yollara araçlar park yapmasın diye devasa büyüklüklerde kaldırım taşları döşenmekte ancak unutulan görmezden gelinen en önemli mesele bu yolların engelli, yaşlı ve çocuklar için çok büyük eziyet olmasıdır.
Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29’unu engelliler oluşturuyor. Türkiye nüfusunun yüzde 18,5’i İstanbul’da yaşıyor. Toplumun hiç de azımsanmayacak bir bölümünü oluşturan engelliler, yaşlı-çocuk gibi hareket kısıtlılığı yaşayan bireyler planlama ve tasarımdan kaynaklanan sorunlarla karşılaşabilmektedirler.
Rampalar tasarlanırken temel hedef, tekerlekli sandalye kullanıcıları, bebek arabalılar, görme engelliler açısından yükseklik farkını aşarken ergonomik açıdan gerekli koşulları sağlamak olmalıdır.
İdeal şehirlerde tüm araç yolları düz bir zemindedir ve hatta bu zeminde bisiklet yolları olmaktadır. Kötü yapılaşma nedeniyle tek şerit sıkışık araç yollarına sahip olan İstanbul’un ne yazıkki engelliler için araçlarını kendi başlarına sürebilecekleri yollara sahip değil. Yollardaki fiziksel engeller nedeniyle pek çok engelli bireyin, toplumsal hayata katılımı olamamaktadır.
2005 yılında kabul edilen kanuna göre; Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 7 yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilirmesini öngörüyordu ancak bu kanun üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen belediyeler henüz gereken düzeltmeleri yapmamış durumda.
Yaya kaldırımlarında özellikle tekerlekli sandalye kullanıcıları açısından problem oluşmasını engellemek için kaldırım kesitinin eğimi yüzde 2’den küçük olmalıdır.
Yaya Kaldırımı kaplaması, kaymayı önleyici ve dolaşmayı kolaylaştırıcı olmalı, yollardaki basamak vb. yol yüzeyindeki yer altı tesisatı rögar kapakları çıkıntı oluşturmayacak, ani seviye değişiklikleri, kesilmeyen, sürekli veya aynı seviyede zemin oluşmalıdır.
Yaya geçitleri farklı yönde hareket eden yayaların ve taşıtların kesişim noktası olduklarından, ayrıca karşıya geçişlerin belli bir sürede tamamlanması gerektiğinden, geçit tasarımında bu durumu dikkate alan kural ve standardlara uyulmalıdır. Yayaların geçitleri kullanırken engelle karşılaşmamaları ve geçitte duyumsanabilir yüzeyin yer alması sağlanmalıdır. Düzenleme, tekerlekli sandalyeliler, bebek arabası kullananlar, bastonla ya da destekle yürüyen kişiler, çok kısa boylular ve çocuklar düşünülerek gerçekleştirilmeli; az görenler dahil görme engelliler, tarafından da yaya geçişinin başlangıcının duyumsanabilmesi konusu göz ardı edilmemelidir.
Yaya geçitlerini eşdüzey (hemzemin) ve yaya alt ve üst geçitleri olarak gruplamak mümkündür. Uygulanacak yaya geçidinin türünü belirlerken taşıt odaklı değil insanın enerji kaybı açısından düşünülmeli, mümkün olduğunca hemzemin geçişler yapılmalıdır.