Türkiye’de özellikle akşam saatlerinden itibaren açık havalarda gökyüzünün dikkatle incelenmesi gerekiyor. Amerika’ya ait olduğu tahmin edilen uydular geceleri gökyüzünde yıldız boyutlarında görünerek Türkiye’den sürekli görüntü ve ses kaydı yapıyor. Uydulara çıplak gözle dikkatle bakıldığında fotoğraf veya video çekildiği, çıkan kırmızı bir ışıkla belli oluyor. Bazı uyduların arkasında çok küçük sarı bir ışık beliriyor.

Türkiye’nin pek çok şehrini istila eden bu uydular sürekli aktif halde gökyüzünde durarak anlık kayıt yapıyor. Çok yüksek kaliteli çözünürlüklerde kameralara sahip olduğu tahmin edilen uyduların, Türkiye’nin pek çok yerini hergün saatlerce gözetlemesi vatandaşların dikkatini çekmeye başladı. Türkiye için güvenlik zaafiyetine yol açabilecek olan bu uyduların nasıl patlatılarak yok edileceği hakkında henüz bir çalışma bulunmuyor. Rusya ve Çin bu yönde çalışmalar yapıyor.

2006 yılında ABD’ye ait bir casus uydu, Çin’in enerji silahlarından gelen güçlü lazer ışımalarını algıladı. ABD bu ışımanın uydularının bilgi toplamasına zarar vermediğini belirtirken, Çin 2005 yılında 50-100 kilowattlık bir lazer silahı kullanarak bir uyduyu lazerle başarılı bir şekilde tahrip ettiğini iddia etmişti. Rusya ve Çin, kayıt yapan ABD uydularına karşı her gün lazer ve radyo frekansı kilitleyicileriyle engel olmaya çalışıyor. ABD’liler bu konuda Çinlilerin Rusya’nın çok önünde olduğunu belirtiyor.

Türkiye’nin uzay hava sahasında bulunan bu uydular çoban yıldızından biraz daha iri boyutlarda yıldızmış gibi gökyüzünde zaman zaman hareket ederek sabit duruyor. Uzun süreli seyredildiğinde hareket ettikleri görülüyor. Yarım çember şeklinde hareket eden uydulardan bazıları diklemesine uzaya çıkıyor. Dikkatle takip edildiğinde başka bir rotaya geçerken ışığını kapatan bu uydular gökyüzünde yıldızları taklit ederek kendini kamufle ediyor.

Uydular yaklaşık 2 yıldır gökyüzünden Türkiye’yi inceleme altına almış ve kayıt yapıyor. Bu uydular Türkiye’nin en değerli topraklarını, yer altı madenlerini ve içme suyu kaynaklarını tespit edebilir. Bu konuda insanların bilinçlenerek daimi gözetlemelere karşı önlemlerini alması gerekiyor.

Uzay hava sahası, yeryüzünden itibaren uzaya kadar yer alan kütlenin içinde yapılan bir faaliyet veya gerçekleşen bir olaydır. Hava sahası devlet egemenliğine tâbidir. 1919 Paris Sözleşmesinde, ülkelerin hava sahalarında tam ve münhasır egemenliğe sahip oldukları ortaya konulmuştur. Bir devletin hükümranlığını kullandığı bir sahada diğer devletlere ait araçların uçuş ve seyir hakları kısıtlanmıştır.

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, Amerika’nın bu teknolojisini 2007 yılında katıldığı bir televizyon programında açıklamıştı:

Bu konuda Atatürk ne demişti? İstikbal göklerdedir! Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar!