Toprak pişirilerek malzemesi topraktan üretilen vazo, sürahi, tabak, seramik ve fayans süslenmesinde kullanılan bir yüzü sırlı, renkli dekor ve motiflerle işlenmiş kaplama malzemesiyle işlenen ürünlere çini deniyor.
Türk çinisi, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri adı altında iki büyük kola ayrılır. Selçuklu çinilerinin başlangıcını oluşturan geometrik motifler, XIII. yüzyılın ikinci yarısına doğru bitkisel ve Rumi motiflere de yer vermiş, zaman zaman insan figürleri ve hayvan tasvirlerinden oluşan kompozisyonlar meydana getirilmiştir.
Bu dönemde çinide kullanılan renkler; mor, siyah, yeşil, altın, kahverengi ve mavinin çeşitli tonlarıdır. Erken devir Osmanlılarda görülen mavi-beyaz çiniler, bu dönemin en önemli örnekleridir.
Ayrıca renkler, zenginleşmiş ve eskilere ilaveten sarı, beyaz ve tatlı bir yeşil katılmıştır. XVI. yüzyılda motifler natüralist bir üslup ile doğanın bütün güzelliğini simgelemiş ve icat edilen domates kırmızısıyla renk, teknik ve desen ustalığı, bu dönemde doruğuna ulaşmıştır.
XVII. yüzyıl ilk yarısının çinileri teknik açıdan gerileme gösterirse de motif ve desen yönünden çok zengin ve estetik olup klasik dönem geleneğini sürdürmüştür.
XVII. yüzyıl ikinci yarısında ve XVIII. yüzyılda çini sanatında bir gerileme görülür.
Bu dönemin ilgi çekici çini desenleri, Mekke ve Medine tasvirlerinden oluşanlardır.