Saçlarla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Saçlarla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Saçlarla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Saçı sık yıkamak saçların daha çok dökülmesine neden olmaz aksine günlük yıkanan saç derisinde, biriken ölü deri, yağ ve kir temizlenir. Böylece saç deri sağlığını tehdit eden unsurlar kontrol edilebilir. Sağlıklı bir saç derisi canlı ve parlak saçların temelidir.

Günlük yıkamada elde kalan saçlar saçın doğal yaşam döngüsü içinde atılması gereken saçlardır. Her dökülen saçın yerine mutlaka yeni bir saç üretildiğinden saçlar döküldüğünde saç kaybı oluşmamaktadır. Dökülen saçların yerine kalite olarak daha zayıf saçlar çıkıyorsa önce saçta hacim kaybı ve zayıflama olur. Zayıf çıkan saçlar incelme ve küçülmeyi sürdürerek bir süre sonra tüy haline dönüşür, en son aşamada saç kılıfları üretimi sonlandırmakta ve inaktif hale geçmektedirler.

Saçı çok yıkamayla saç dökmesi doğru olsa yüz her yıkandığında kaş ve kirpiklerin de dökülmesi gerekir ki bu mümkün değildir.

Saçı kazıtmak saç dökülmesine engel olmaz. Saç ilk çıkarken ucu daha incedir, saç uzadıkça mevcut kalınlığını almaya başlar. Kazınan saçın daha kalın olduğu izlenimini oluşturan, saçı kazıma işlemi sırasında saçın nispeten ince olan veya zamanla yıpranmış ve incelmiş uç kısmının kesilip atılması ile saçın daha muntazam görünmesidir.

Saç kalınlığını derinin 2 cm altında yer alan hücre bölünmesi sağlamaktadır. Kazınan saçın daha az döküldüğü hissi ise saçın çok kısa olması itibariyle dökülen saçların dikkat çekmemesi olarak açıklanabilir.

Saç örtmek ve kapalı tutmak saç kaybı yapmaz. Sanılanın aksine saçlar oksijeni havadan değil bağlı bulunduğu damar ağından gelen kandan almaktadır. Bazı kişiler saçı çok sıkı şekilde bağlamanın ve örtmenin kan dolaşımını olumsuz etkileyip saçta zayıflama yapacağını düşünebilir. Bu kısmen doğru olmakla beraber saça besin ve oksijeni sağlayan tek bir damar sistemi yoktur. Saçlı deriyi kaplayan çok sayıda ince damar ağı bulunmaktadır. Bu damar ağı dışarıdan bağlanan örtü ve şapkadan etkilenmemektedir. Saç kaybının temel sebebinin genetik yatkınlık ve DHT hormonu bazlı bir gerileme olduğu unutulmamalıdır.

Erkeklerdeki saç dökülmesinin yüzde 90’ı genetik sebeplerden kaynaklanmaktadır. Saçı dökülen kişilerde genetik olarak saç kaybına yatkınlık varsa anne ve baba tarafında saç kaybı olan akrabalar varsa önlem alma konusunda erken davranmak gerekir.

Belirli dönemlerde ürün kullanarak saç kaybı yavaşlatılıp geciktirebilir. Böylelikle kişi babası ile aynı yaşa geldiğinde daha fazla saça sahip olabilir. Bununla beraber baba kel ise kişi fiziksel ve genetik özellikleri saçları iyi olan taraftan aldıysa saç kaybı da yaşamayabilir. Genel olarak belirtmek gerekirse; her erkeğin bir miktar saç kaybetmesi son derece normaldir. Erkeklerin saç kaybı yaşamasında 2 temel sebep vardır, birincisi genetik yatkınlık ikincisi saç kılıfındaki reseptörlerin erkeklik hormonu testosterona olan duyarlılığı. Her ikisi de yok edilebilir değildir. Ancak belirli dönemlerde önlem alınarak saç kaybı kontrol edilebilir ve kellik süreci ertelenebilir.

İnsanlar, saç kaybetmenin getirdiği olumsuz durumu, daha çok erkeklik hormonuna ve daha çok cinsel güce sahip olma yönünde yorumlarlar ancak bu doğru değildir. Saç kaybını oluşturan temel sebep testosteronun çokluğu değil saç kılıfındaki alıcıların testosteronun bir takım kimyasal reaksiyonlar sonucu dönüştüğü (daha yıkıcı formdaki erkeklik hormonu olan) dihiydrotestosterona(DHT) duyarlılığıdır. Bu duyarlılık genetik yatkınlık olarak açıklanmaktadır. Yani saç derisinde bulunan saç üreten tüplerde DHT’ye bir duyarlılık yoksa saç kaybı yaşanmamaktadır. Saç kaybı yaşayan kişilerin saçlarının arka tarafını ve yan tarafını kaybetmemeleri bu bölgelerdeki alıcıların duyarlılık göstermemesinden kaynaklanmaktadır.

Stres, beslenme şekli ve bir takım hormonsal sorunlar saç derisindeki yağ bezlerini aktif hale getirebilmekte ve saçı daha yağlı yapabilmektedir. Özellikle erkeklerin saç derisi kadınlara oranla daha yağlıdır. Bu durum erkeklerde yüksek oranda bulunan testosteron hormonu sebebiyle olmaktadır. Hormonların saç kaybında yüksek bir etkisi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle saç derisinde biriken fazla yağ salgısının ciltten arındırılması ve saçın düzenli olarak yıkanması saç derisinin sağlıklı kalması için önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir