Hem ailelerin hem de öğretmenlerin ortak sorunu öğrencilerin ödev yapmamaları ya da ödev yapmayı sevmemeleridir.
Çocuklara ödev yaptırmak için ilk önce empati yani onların hissini anlamak gerekir.
Okulun yoğun programıyla yorulan çocuk, eve döndüğünde daha kapıdan içeri girer girmez “hemen ödevlerini yapıyorsun” gibi ödev kelimesini veya okulla ilgili herhangi bir şeyi duymak istemiyor. Bütün gün evini özleyen çocuğun, eve döndüğünde tek istediği, biraz olsun okulu unutup, dinlenmek, evde eğlenceli vakit geçirmek. Kısacası evde olmanın tadına varmaktır.
Bu nedenle çocuk eve geldiğinde çocuğunuzu sevgiyle karşılayın ve yeterince dinlenmesine izin verin.
Çocuk eve gelir gelmez ellerini yıka, yemek ye, sonra ödevlerine başla gibi emir yağmuruna tutulmak istemez ve sizin bunları rutin olarak söyleyeceğinizi bildiği için bu sözlerinize kulak asmaz.
Bu nedenle çocuğa okuldan sonraki zamanda ne yapması gerektiği hakkında hiçbir şey söylenmemeli ve evde neler yapması gerektiğine siz değil, o karar versin. Bırakın ödevlerini ne zaman yapacağını o düşünsün.
Ödev onundur, sizin değil. Sizin göreviniz çocuğunuza zorla ödev yaptırmak değil, sadece ödev yapması için motive etmektir. Ödev yapmadıysa sonuçlarına o katlansın ve davranışlarının sonucunu görerek, yaşayarak anlasın ve böylece sorumluluk almayı öğrensin. Bir birey olarak ona saygı duyun ve onun kendi seçimleri olduğunu unutmayın.
İstediğin oyunu oynayabilirsin fakat ödevini yatmadan önce yapmayı unutma, olur mu? gibi sözlerle onun sorumluluk almasına ve ödev yapacağı saate kendi karar vermesine izin verin.
Çocuğunuzun okul başarısının sadece ödevlerini yapmaktan ibaret olduğunu düşünüp baskıcı tavır takınmayın. Ödev akademik başarının sadece bir parçası, dersleri dinlemek, anlamak, okula severek gitmek ve arkadaş ilişkileri hepsi bir bütün olarak okul başarısını etkiliyor.
Bazen çocuğunuza gösterecek sabrınız olmayabilir. Yorgun bir iş gününden sonra ödevler konusunda çocuğunuza yardım edemeyebilir ya da ödevlerine yardım ederken çok sinirli ve sabırsız davranabilirsiniz. Bu tavrınız çocuğunuzu olumsuz etkiyecektir. Bu nedenle çocuğunuza ödevlerini yaparken destek olacak bir başka insan bulabilirsiniz. Bu yeğeniniz, komşunuzun oğlu, kızı ya da özel bir öğretmen olabilir. Önemli olan derslerine yardım edecek bilgi ve beceriye sahip, sabırlı ve güler yüzlü birini bulmanız. Bu, ödev saatini daha eğlenceli hale getirecektir.
Çocuğunuzun çocuk olduğunu ve ödevlerin çocuğunuzun hayatı değil, hayatında küçük bir ayrıntı olduğunu unutmayın.
Çocuğunuzu akademik başarı için şartlamayın. Bu çocukta baskı ve endişe yapacak ve derslerine konsantre olmasına engel olacaktır. Hayat, okul başarısından ibaret değil. Önce çocuğunuzun ruh sağlığı yerinde, mutlu, kendisiyle ve arkadaşlarıyla barışık, sağlıklı bir birey olarak yetiştirmeyi amaçlayın.
Akademik başarı sonradan kazandırılabilinir, ama yanlış davranışların etkileri sonradan tam silinemez. Mutlaka bir iz kalır.