Yerli tohum çeşitleri, 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’na göre ticari olarak alınıp satılması yasak. Türkiye, yerli tohum kullanımında oldukça kötü ve tohumda dışa bağımlı.
Cari açığı en yüksek ülkelerden biri olan Türkiye’nin tohum ithalatı 2014 yılında 191 milyon, 2015 yılında 197 milyon doları buldu. 2015 yılında 63 ülkeden 56 bin ton tohum ithalatı yapıldı.
Toplam tohum ithalatına ödenen dövizin yüzde 57’si sebze tohumları için ödenmektedir. Sebze tohumlarında da başlıca ithal edilen tür domates tohumluğudur. 2015 yılında tohum ithalatının, beşte üçü Fransa, Hollanda, ABD, Peru, Tayland ve Çin’den yapılmıştır.
Dünya tohumluk pazarında ABD birinci olurken, Çin ikinci, Fransa üçüncü sırada bulunuyor.
Çiftçi kendi tarlasındaki üründen, bir sonraki yıl kullanacağı tohumluğu ayırdığı tedarik yaklaşımından, bugün neredeyse her yıl yeniden tohumluk satın aldığı aşamaya gelmesinde tohumluk endüstrisinin rolü büyüktür.
Türkiye’de Cumhuriyet döneminde çeşit geliştirme ve tohumluk üretimine sistemli, geniş kapsamlı ve bilimsel temellere dayalı olarak başlanmıştır. Bu amaçla 1926 yılında, Adapazarı, Eskişehir ve İstanbul (Yeşilköy)’de Tohum Islah ve Üretme İstasyonları kurulmuştur. Bunların ardından, Ankara ve Samsun Tohum Islah İstasyonları çalışmalarına başlamıştır. 1937 yılında Zirai Kombinalar İdaresi ve 1938 yılında da Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu nun kurulmasıyla, tohumluk üretimi hız kazanmıştır.
1950 yılında 5433 sayılı yasa ile kurulan Devlet Üretme Çiftlikleri nden sonra çeşit geliştirme, tohumluk üretim ve dağıtım programları daha iyi organize edilmiştir. A.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki Yetiştirme ve Islahı Kürsüsü Tarım Bakanlığı adına 1953 yılında (deneme niteliğinde) Tahıl Tohumluklarının Kontrol ve Sertifikasyonuna başlamış ve 1959 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. Araştırma ve ıslah çalışmaları sonucu geliştirilen çeşitlerin tescil edilmesi amacıyla 1960 yılında Bölge Çeşit Deneme Müdürlüğü kurulmuştur. Türkiye 1963 yılında Uluslararası Tohum Test Birliğine (ISTA) üye olmuş ve ülkemizde çeşit geliştirme ve tohumculuk çalışmalarında uluslar arası kurallar uygulanmaya başlamıştır.
Ülkemizde çeşit ıslahı, tohumluk üretimi ve dağıtımında, 1980 yılından sonra, çıkarılan bir dizi teşvik yasası ile özel sektörün de tohumculuk alanına girmesi sağlanmış ve önemli yapısal değişimler gerçekleşmiştir. 1982 yılında yabancı ortaklı sanayinin kurulmasının teşvikini öngören karar yürürlüğe girmiştir. 1983’te özel tohum şirketlerine ürettikleri tohumluğun fiyatını belirleme yetkisi verilmiştir. 1984 yılında Tohumluk ithalatı serbest bırakılmış, ayrıca ithal edilen tohumlar için sübvansiyon verilmiştir. 1985 yılında çıkarılan tohumluk teşvik kararnamesi ve bunların uygulamaya konulması ile özel tohumculuk kuruluşlarının hem sayılarında hem de üretilen çeşit miktarında büyük artışlar olmuştur. 1988 tarihinde tohum dış alımında gümrük muafiyetleri uygulaması getirilmiş, 1988 ve 1990 yıllarında da ülkemizde tohumluk satışlarında yeni düzenlemeler yapılmıştır. 1993 yılında çıkarılan yeni düzenlemeler ile tohumlukların dışalımında uygulanan gümrük ve konut fonu istisnaları ile tohumluklarda kalite ve bitki hastalıkları konularında iyileştirici uygulamalar gerçekleştirilmiştir. 1994 yılında çeşit koruma ve ıslahçı hakları konularında, 1997 ve 1999 yıllarında bitki çeşitlerinin tescili ve üretim izni verilmesine ilişkin yeni yönetmelikler düzenlenmiştir.
2004 yılında ıslahçı kişi ve kuruluşlarının haklarını güvence altına almak amacıyla 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunması na ilişkin yasa yürürlüğe girmiştir. 2006 yılında Avrupa Birliği kanunları ile uyumlu hale getirilmeye çalışılmış yeni bir tohumluk yasası kabul edilmiştir. Son olarak ta 13 Ocak 2008 tarihinde bitki çeşitlerinin kayıt altına alınması, tohumluk sertifikasyon işlemlerinde yetki devri ve tohumculuk piyasasında yetkilendirme ve denetleme yönetmelikleri yayınlanmıştır. Genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili olarak Biyogüvenlik Yasası taslağı üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Özel tohumculuk kuruluşları yasal ve idari engellerin kalkmasını takiben piyasaya girmişler ve doğrudan ticari tohumluk ithal ederek, yurt içi piyasaya pazarlamışlardır. Bunun sonucu olarak 1980-1982 yılları arasında 2607 ton olarak gerçekleşen ithalat rakamı 1982-1991 yılları arasında 27 bin 437 ton olmuştur ancak, bu hızlı artış devam etmemiş, 1992-1996 yıllarında ithalatın hızı kesilmiş ve bu rakam 8200 tona düşmüştür. Şaşırtıcı bir şekilde bu düşüş de sürekli olmamış ve 1997-1999 yıllık ortalaması 20 bin tona ulaşmıştır. 2003-2006 yılları arasında ise 30 bin 817 tona çıkmıştır. Bu dönemlerde en çok ithal edilen ürünler ağırlıklı olarak patates, mısır, buğday, sebzeler ve bazı yem bitkileri olmuştur.
Türkiye’ye her yıl, hiçbir denetime tabi olmadan ithalat yoluyla giren 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısır, soya, pamuk ve kolza; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmaktadır.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Eşiyok şunları ifade ediyor “Çiftçiler tarafından tarımsal üretimde yıllardır kullanılan tohumlara yerel tohum deniyor. Bu tip tohumlar, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak bulundukları bölgenin ekolojik koşullarına yani toprak yapısına, iklim özelliklerine, hastalıkların zararlarına ve yüksek/düşük sıcaklıklara adaptasyon göstermişlerdir. Yerel çeşitler, 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’na göre ticari olarak alınıp satılamaz.
Dünyada en çok sebze üreten ülkelerden biri olmamıza rağmen yerli tohum kullanımında oldukça kötüyüz, tohumda dışa bağımlıyız. Yerli tohum kullanımı mutlaka devlet tarafından desteklenmeli ve tüm üretim biçimlerinde kullanılmalı” dedi.