İklim değişikliği konusunda seminer veren ve Türkiye’de bir altyapı problemi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Levent Kurnaz şunları ifade etti:
Türkiye’de alt yapı konusunda yapılması gereken çok şey var. İstanbul’da suyun yüzde 20-30 arasını kaçaktan dolayı kaybediyoruz. Bu kayıp tamamen alt yapının arızasından dolayı. Bunları düzeltmek bizim elimizde.
İklim değişikliğinin etkileri o kadar çok artacak ve kötüleşmeye başlayacak ki artık günlük hayatımızda iklim değişikliğinden kaynaklanan değişimleri önemli bir faktör olarak günümüzün içine koymak zorunda kalacağız. Zaman kalmadı, bugünden itibaren hayatımızda büyük değişiklikler yapmamız lazım.
Günümüz dünyasında üretim verginin en düşük ve işgücünün de en ucuz olduğu ülkelerde yapıldığı için ülkelerin yaydıkları karbon dioksit üzerinden hesaplama yapmak gelişmiş ülkelerin daha da gelişmelerine çanak tutmanın ötesine geçemiyor.
Bir yandan kendisini temiz gösterme uğruna endüstrilerini dışarıya taşıyan gelişmiş ülkeler, diğer yanda da temiz olmamayı da göze alarak milli gelirlerini artırmak isteyen ülkelerin olduğu bir dünyada iklim adaleti nasıl sağlanabilir?
Eğer karbon dioksit kotalarını üretim üzerine değil de tüketim üzerine koyacak olursak tüm dünyada iklim adaletini sağlamak yolunda ciddi bir adım atmış oluruz.
Karbon dioksit salımına kota uygulamak bir çözüm değil, asıl çözüm kotayı tüketime uygulamaktan geçiyor ve yöneticilerin de böylesi bir kotayı uygulama cesaretine sahip olması gerekiyor.
Dünyanın gelişmiş zengin ve refah ülkelerine baktığımızda kömür madenciliği başta olmak üzere çeşitli enerji yatırımlarını dünyanın daha az gelişmiş ülkelerinde yapıp kendilerini temize çıkarıyorlar. Özellikle AB enerjisini yeşil kaynaklardan sağlayacağını söylüyor. Kömürlü termik santrallerini kapatıp onun yerine güneş enerjisiyle enerji üreteceğim diyor. Evet Almanya enerjisini güneşten sağlıyor ama güneş panellerini üzüm bağlarının olduğu yerlere yapmışlar. Şimdi üzümü Şili’de yetiştiriyor, oradan uçakla Almanya’ya getiriyorlar. Peki, Şili’den üzümü uçakla Almanya’ya getirmenin karbon bedeli ne olacak? Hava taşımacılığı hiç kimseye yazılmıyor hesapta, yazılsa bile Şili’ye yazılıyor. Bunun gibi bir sürü hata var.
İklim değişikliğini engellemeye çalışırken uçakla zirvelere gidiliyor, bu da büyük bir çelişki. Bunun önüne geçmek için sanal ortamda uluslararası bir toplantı düzenlemeyi planlıyoruz.
İklim değişikliği için alınacak bir diğer önlem ise, uzun mesafeli seyahatlere çıkmamak. Tatil planlarımızı uzak yerlere değil, araba, otobüs ve trenle ulaşımını sağlayabileceğimiz yerlere yapmamız gerekiyor. Trenle ulaşımı kolaylaştırmamız gerekiyor. Karbonu teşvik etmeyelim, karbondan uzaklaşalım biraz.
İnternetten konferanslara bağlanıp, teknolojiyi kullanarak zararı azaltalım. 1-2 günlüğüne Amerika’ya gitmek çılgınlık. Türkiye’de tren hatlarını geliştirmemiz lazım. Gelişmişlik otoyol ve uçak olarak algılanıyor.