Gaziantep 6 bin 216 kilometrekarelik yüzölçümü ile Fırat nehrine karışan Sacur çayının yukarı kollarından Ayınleben(Allaben) deresinin üzerinde kurulmuştur. Antep şehri ve bulunduğu bölge, eski çağlardan beri uygun iklimi ve mevkii sebebiyle iskâna açık bir saha olmuştur.
Doğuda Şanlıurfa’nın Birecik ve Halfeti ilçeleri, kuzeyde Adıyaman’ın Besni ve Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, batısında Osmaniye’nin Bahçe ve Güneyinde ise Hatay’ın Hassa ilçesi, Suriye sınırı ve Kilis şehriyle çevrilidir.
Gaziantep 5600 yıllık tarihi ile dünyanın en eski şehirlerinden biri. İlk Çağ’dan beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medeniyetlerin kurulduğu Mezopotamya ve Akdeniz arasında yer almaktadır.
Şehir ilk olarak kale etrafında kurulmuş, daha sonra güney ve batıya doğru genişlemiştir.
Gaziantep’in tarih devirleri Kalkolitik, Paleolitik, Neolitik dönemler, Tunç Çağı, Hitit, Med, Asur, Pers, İskender, Selefkoslar, Roma ve Bizans, İslam-Arap ve İslam-Türk devirleri olarak sıralanır.
Zeugma, Anadolu ve Mezopotamya arasında ki ticari faaliyetlerde köprü görevi görmüştür. Doğudan gelen ticaret yollarının burada kesişmesi bölgenin zenginliğini artırmıştır. Ayrıca Hindistan ve Suriye arasındaki ticari transferlerde de aktif rol almıştır.
Şehrin İpek Baharat yolu üzerinde yer alması ekonomik kalkınmayı etkilemiş ve kentin sürekli canlılığını korumasını sağlamıştır. İslamiyet bu şehir üzerinden Anadolu’ya yayılmıştır. Eyyubiler ve Memluklular zamanında şehir büyük gelişme göstermiştir. Cami, medrese ve köşklerin yapılması Gaziantep’i kısa bir sürede sanat ve kültür merkezi haline getirmiştir.
16. yüzyılda bölgesel ekonomik güç olmuş, halkın çalışkanlığı ve girişimci ruhu şehri sürekli canlı tutmuş, Halep eyaletine bağlı olmasına rağmen kendi hinterlandını oluşturmayı başarmıştır. 1520-1580 yılları arasında Akdeniz Havzası’nın büyümesinden yararlanmıştır. Hac ibadeti yapmak için takip edilen İstanbul-Antep-Şam-Mekke yolu hac ticaretini de beraberinde getirmiştir. Hacı adaylarının Antep çarşılarından alışveriş yapması, konaklama ve yemek ihtiyaçlarını karşılaması ekonomik canlılığı arttırmıştır.
Transit ticaretin daha da önem kazanmasıyla, ilk sanayileşme adımları olarak sanat kolları kurulmuştur. Türk mallarından alınan ağır vergiler, yabancı yatırımlar karşısında fiyatların yükselmesine ve yerli sanayinin çökmesine neden olmuştur. Yabancı mallar karşısında rekabet edemeyen yerli sanayi maalesef gelişememiş, Avrupa’dan çok sonra gelişme dinamiklerine sahip olabilmiştir.
1980’den sonra sanayi alanında yaptığı atılımla hızla gelişmeye başlamıştır. Sanayi kenti olmaya başlayan Gaziantep, özellikle tekstil sektörü ve halı sanayinde adından söz ettirmektedir. Girişimcilik ruhu bölge dinamikleriyle birleşerek küresel ekonomiye yönelmesini sağlamıştır. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere Ortadoğu’ya açılmaya başlamıştır. Türkiye’nin ihracat ve ithalatında kilit illerden biridir. Ortadoğu ülkelerinde tekstil ürünlerinin yanı sıra inşaat sektöründe de faaliyette bulunmaktadır. Komşu ülkelerle sınır ticareti yapan Gaziantep ekonomik büyümesini sağlamakta, ikili anlaşmalarla ticareti destekleyici adımlar atmaktadır.
Gaziantep son yıllarda Suriye ve Irak olmak üzere Ortadoğu ihracatını artırmaya devam etmektedir. Attığı adımlarla Türkiye’nin Ortadoğu ticaret merkezi olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Bu nedenle sömürgeci ülkelerin günümüzde hedefi haline gelmiştir.
Ortadoğu ülkelerinde başlayan devrim hareketleri bölgede ekonomik dengelerin de değişmesine neden olmuştur. Türkiye’nin sınır komşularına kadar sıçrayan ayaklanmalar özellikle Gaziantep gibi sınır illerinde olumsuz ekonomik sorunlara neden olmuştur. Irak’ta devam eden karışıklık düzelmeden yeni iç savaşların başlaması Ortadoğu güvenliği ve kalkınmasını engellemektedir. Siyasi istikrarsızlık anarşik grupları ortaya çıkarmakta ve diğer ülkelerle olan ilişkileri de etkilemektedir.
Türkiye 2000’li yıllardan sonra daha aktif olarak Ortadoğu pazarına yönelmiş, karşılıklı ekonomik ilişkiler en üst düzeye çıkarılmıştır. Özellikle Gaziantep gibi sınır illeri Ortadoğu ülkeleri ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerini küresel boyutta geliştirmeye başlamıştır. Bölgede yaşanan savaş ihracat ve ithalatın azalmasına, ticaret ve ekonomik dengelerin bozulmasına sebep olmuştur. Savaşın bazı ülkelerde iç savaş halini alması istikrarsızlığı tetiklemektedir. Ticaret yolları güvenliğinin sağlanamaması, ihracat ve ithalatın zamanında ve istenen miktarda yapılamaması ekonomik kayba neden olmaktadır. Petrol boru hatlarının denetiminin anarşik grupların eline geçmesi, TIR’lara zarar verilmesi, ihracat ve ithalat mallarına el konulması dış ticareti baltalamaktadır. Gaziantep yaşanan bu gelişmelerden olumsuz olarak etkilenmiş, özellikle karışıklıkların başladığı tarihlerde ekonomik düşüş yaşamıştır. Ayrıca Suriyeli mültecilerin Gaziantep gibi sınır illerine yerleştirilmesi bu illerde ve ülke genelinde sosyal ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır.
Gaziantepli tüccarlar yeni pazarlara açılarak zararlarını telafi etme, pazar ağını genişletme ve Ortadoğu ülkeleri ile ticaretine alternatif yollar üzerinden devam etmeye çalışmaktadır.