Her canlıda elektron taşıma sistemi, redoks tepkimesi, ısıdan kaynaklanan kızıl ötesi radyasyon etkisinden ve yerin sahip olduğu manyetik alandan ötürü elektrik akımı mevcuttur. Canlıların sahip olduğu elektrik akımının kullanılabilir verimde olması ve depolanması sağlanabilmektedir. Zambak, çam, akasya, ceviz bitkileri ile toprakta yapılan deneylerde bu canlıların biyolojik yapılarında hiçbir değişiklik yapılmadan sahip oldukları elektrik enerjisi kondansatörler ile depolanmıştır.
Canlıların sahip oldukları elektrik enerjisi canlılar yaşamlarını sürdürdükleri müddetçe devam eder.
Ancak, toprakta birçok canlı olduğu için elektrik enerjisi üretimi süreklidir. Ayrıca 4 mevsim yeşil kalan bitkilerde de elektrik enerjisi üretimi süreklidir. Bu nedenle süreklilik arz eden, maliyeti düşük ve temiz enerji kaynağıdır.
Biyoenerji, biyolojik enerji yani doğal enerji anlamına gelmektedir. Biyoenerji, biyokütle enerjisi olarak da adlandırılır. Biyoenerji ile çevreye en az değerde zarar verilmektedir.
Biyokütle geleceğin yakıtı olarak nitelendirilen gaz ve sıvı yakıtlara(etanol, metanol, metan ve hidrojen gibi) biyolojik olarak dönüşebilir.
Örneğin; biyodizel, biyogaz, biyoetanol olarak arabalarda, elektrik üretiminde, hidrojen üretiminde ve ısıtma-soğutma sistemleri gibi teknolojilerde kullanılmaktadır.
Bitkilere, çimene ve toprağa iki farklı metal yerleştirildiğinde elektrik üretimi olmuştur. Metaller ve yerleştirildikleri yerler arasında gerçekleşen elektron alışverişi sonucu elektrik üretilmektedir. Bu bakımından avantajlı ve verimlidir. Bitkilerden ve topraktan üretilen elektrik enerjisi her zaman var olan enerji kaynağıdır. Bu nedenle yenilenebilir ve sürdürebilir enerji kaynağıdır. Biyoenerjinin yararlı, kullanışlı, sürdürülebilir ve temiz bir enerji kaynağı olduğunun bir başka kanıtıdır.