Prof. Dr. Canan Karatay şunları ifade etti, “Her türlü şeker kan yağını artırır ve bağımlılık yapar. Bütün hastalıkların temelinde aşırı şeker ve karbonhidrat tüketimi yatar. Bu nedenle şeker en tatlı zehirdir ve öldürür. Şeker yendiğinde vücut hemen zehir olarak algıladığı için insülin hormonu salgılıyor. Ekmek, pirinç, patates, meyve şekeri, içtiğiniz şekerli içecekler, gazlı içecekler, meyve suları vücuda girdiği zaman kan şekeri yükselir. Ketçapların, mayonezlerin içinde dahi şeker vardır. Bunlar insan vücudu için zehirdir. Bu zehir vücudumuzda uzun süre kalmasın diye, vücut kendini koruma amacı ile pankreastan insülin salgılar. Bu hormon da şekeri vücuttan hemen uzaklaşsın diye trigliseride dönüştürerek, depoya gönderir” dedi.
Bir kutu gazlı içecekte on tatlı kaşığı şeker olduğunu ve bunun günlük şeker ihtiyacının yüz katına denk geldiğini anlatan Prof. Dr. Karatay, “Bunlar içildiği ilk on dakikada kana şeker olarak giriyor. Yirminci dakikada insülin yükseliyor ve enerji artımı oluyor. Kırkıncı dakikada kolada bulunan kafein kana geçiyor ve kan basıncı yükseliyor. 45. dakikada ise beyne gidiyor ve mutluluk hormonu salgılanıyor. Yani bu da eroin benzeri bir etki yaratıyor” dedi.
Evde anne ne pişiriyorsa, kızı da ileride onu pişiriyor. Anne baba kola içiyorsa, çocuk da kola içiyor. Dolayısıyla şişmanlık bir genetik hastalık değildir diyen Karatay, İnsülin hormonunu salgılatmayan besinler yenmesi gerektiği üzerinde durdu. Köy tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı, omega 3 gibi besinlerin insan vücuduna yararlı olduğunu anlatan Prof. Dr. Karatay, “Bunları bize yıllar içinde unuturdular. Bizim ninelerimiz bunları yiyerek yıllarca yaşadılar” şeklinde konuştu.