Ağızdaki tükürük içinde mikropların artmasını önleyen ve mukozayı enfeksiyondan koruyan bazı maddeler bulunur. Tükürük antibakteriel ve antifungal özellikler göstererek bakterilerin bağlanma yeteneklerini, büyümeyi ve kolonizasyonlarını engeller.
Ağzın her bölgesinde tükürük yeterli olmamaktadır.
Salgılanan tükürüğün miktarı azalırsa, tükürüğe karşı direnç artar ve tükürüğün asit karakteri uzun süre devam ederse çürük oluşumu artar. Karbonhidratların oluşturduğu asitlerin ağızdan uzaklaştırılması azalır. Asit ortamda, musin diş yüzeylerine çöker ve bakteri yapışması buna bağlı olarak artar.
Minenin asitlerle kalsiyumsuzlaştırması için tükürüğün pH değerinin en az 4,5 olması şarttır ancak bu değerde minenin kalsiyum ve fosforunu alarak demineralizasyon meydana gelir.
Tükürük akış hızı çürük oluşumunda çok önemli rol oynar. Mikroorganizmaların diş yüzeylerinden uzaklaştırılmasını ve mekanik temizlemenin oluşmasını önler. Asitleri nötralize edemez ve mineral kapasitesi azalır. Tükürük salgılanması veya akış hızındaki azalma ağız kuruluğu olarak isimlendirilir. Ağız kuruluğunda, mukozanın mekanik iritasyonlara direncini azalmış, mukoza kurumuş ve parlaklığını kaybetmiştir. Yaygın diş çürükleri ve dilde çatlaklar gözlenir. Dil üstünde beyaz plak formunda kandidiazis lezyonları izlenir.
Ayrıca, yutkunma, konuşma, çiğneme fonksiyonları olumsuz olarak etkilenmiştir.
Bu nedenle ağız kuruluğu diş çürüklerinin artmasına neden olur. Tükürük çürük oluşumunun önlenmesini sağlar.