Bir grup bilim insanı aydınlatma için bitkileri kullanarak yeni yöntem keşfetti. Bu yöntem başarılı olursa sokaklar, evler ve parklar bitkilerle yeşil enerjiyle aydınlanıyor olacak.
Biyolüminesan bitkilerle ile elektriksiz aydınlatma araştırmasının başındaki Prof. Dr. Michael Strano şunları ifade etti, “Bitkiler karbondioksitten yapılıyor ve yine karbondioksit üretiyor. Böylece elektrik kaynağına gerek duyulmuyor ve bitkiler kuruduğunda kolaylıkla organik gübreye dönüşüyor.
Bu proje ilk önce 2010 yılında Stony Brook Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından ışıldayan bir tütün bitkisi üretmek için genetik mühendisliği tekniklerini kullanılarak yapılmıştı. Fakat işin ticarileştirme aşamasında bitkilerin geniş çapta üretilmeye başlanmasıyla bitkinin gen haritasının bozulması endişesi nedeniyle proje rafa kaldırılmıştı.
Strano’nun ekibi ise farklı bir yöntem deneyerek bitkiler, DNA’sıyla bağlantı kurmak yerine, özel olarak tasarlanmış nanopartiküller içeren bir çözeltiye daldırdı.
Bu tekniği kullanılarak su teresi, lahana, ıspanak ve roka test edildi. Işıldama bir gece ışığı kadardı. Bitkiler kimyasal tepkimede 3,5 saat kalıyordu ama nanopartiküllerin ayarlanmasıyla ışığın parlaklığı ve süresi uzatılabilir.
Ekip, bitki tabanlı aydınlatmayı binalara ve açık alanlara entegre etme yollarını geliştirmek için MIT mimarlık departmanından Sheila Kennedy ile birlikte çalışıyor.