Oy kullanmayan boş oy kullanan ya da baraj altında kalan partiye oy kullananların oy oranları barajı geçen partiye kayar. Meclise 550 vekilin seçilebilmesi için bu gerekli.
Seçimlere katılan siyasi partilerin ülke çapında aldıkları toplam oy oranı yüzde 10’a ulaşamazsa, partiler bazı şehirlerde yüksek oy alsalarda bu oylar bir alt sıradaki barajı geçen diğer partilere kayar. Sanıldığı gibi oylar çöpe gitmez. Her şehir için belirlenen milletvekili kontenjanının doldurulması için bu kayma gerçekleşir aksi durumda alınan oya göre seçimler belirlenseydi meclise eksik sayıda milletvekili girerdi.
Türkiye seçim sisteminde Belçikalı Victor D’Hondt tarafından 1878 yılında tasarlanan oransal temsil D’Hondt sistemi kullanılmaktadır. Türkiye 1961 yılından beri (1965 meclis genel seçimi ve 1966 meclis ara seçimi dışında) bu seçim sistemiyle milletvekillerini seçiyor. 54 yıldır kullanılan bu sistem Türkiye’de seçimlerde bazı sorunlara neden oluyor. Örneğin barajı geçen tüm partiler bir sonraki seçimde aynı oranda oy kaybetseler yine aynı milletvekili sayılarıyla meclise girebiliyor. Baraj altında kalan tüm partilerin örneğin toplam oy oranı yüzde 20 olsa barajı geçen oy oranı ciddi biçimde düşen partilerin düşen oy oranını yükselterek katkı sağlamaktadır. Ne kadar çok sayıda parti seçimlere girer ve baraj altında kalırsa bu sisteme göre bu durum barajı geçen partilere yaramaktadır.
D’hondt Sistemi bölme usülüyle barajı geçen partilerin çıkaracağı vekil sayısını belirlemekte. Seçimlere giren partilerin oyları şehrin belirlenen milletvekili sayısı kadar bölünerek bulunmakta.