Bisküvi, kraker, puding, bitkisel yağ, bebek maması, çikolata ve gofret gibi pek çok gıda ürününde insanları kanser yapan genetiğini bozan GDO içeren Soya Lestini var. Zaten içeriğinde yeterince zararlı katkı maddesi bulunan bu ambalajlı hazır gıdalarda bir de üstüne genetiği değiştirilmiş kanserojen soya ürünü katkı maddesi olarak kullanılıyor. Ürünlerin içinde katkı maddesi olarak soya lestini yazmaktadır. Bazı firmalar Ayçiçek Lesitini kullanırken bazı firmalar GDO’lu kanserojen Soya Lesitini kullanıyor.
Soya bitkisi, doğada kendisini savunma sistemleri en çok gelişmiş bitkiler arasındadır. Bu nedenle soya içeren birçok besin, günümüz modern gıda üretim yöntemlerinin ya da evde pişirme uygulamalarının kolay kolay yok edemediği anti-gıda faktörleri ve toksinler içerir.
Soya içeren gıdalarda insan sağlığına olumsuz etkileri bulunan ağır metallerden ilki manganezdir.
Manganez büyüme, üreme, yaraların iyileşmesi, beyin fonksiyonları, tiroid ve böbrek üstü bezlerinin sağlığı ile şeker, insülin ve kolesterol metabolizmasında önemli rol oynayan bir eser mineraldir.
Soyalı gıdalardan elde edilen manganez diğer besinlerden gelebilecek manganezden çok daha yüksek seviyelerdedir.
Soyalı mamalarla beslenen bebekler, emzirme usulü beslenen bebeklerden ortalama 80 defa daha fazla manganez alabilmektedirler.
Gıdalarla alınan yüksek oranlardaki manganez sağlıklı gelişmiş çocuklar ve yetişkinlerde vücuttan bir şekilde çıkartılabilmektedir.
Ancak bebekler ve yeni büyüyen çocuklarda bu büyük bir sorundur çünkü bu küçük bedenlerde ince bağırsak çok daha geçirgen bir yapıya sahiptir ve fazlalık manganezi parçalayacak karaciğer henüz tam gelişmemiştir.
Büyümekte olan beyin ve diğer sinir sistemi dokuları toksik ölçülerdeki manganezden en çok zarar gören yapılardır.
2000 yılı Eylül ayında Kalifornia’da bir konferans veren David Goodman, soyalı mamalardaki aşırı manganez seviyelerinin bebeklerde öğrenme yetersizlikleri, dikkat toplama güçlükleri ve hatta şiddet belirtilerine yol açabileceği konusunda uyarmıştır.
Odaklama güçlüğü yaşayan çocuklar ile tutuklanan çocuklarda yapılan birçok saç mineral analizinde aşırı manganeze rastlanılmıştır.
Soyanın dünya çapında mucize bir sağlık besini olarak tanıtılmasının arkasında yatan asıl neden, hazır gıda endüstrisinin gelirlerine gelir katma çabasıdır. Çünkü bu endüstrinin paketlemeye ve uzun süreli muhafazaya en elverişli yağları, soya yağlarıdır.
İddiaların aksine soya Uzakdoğu’daki ömrünün çoğunluğunda bir besin maddesi olmaktan çok, diğer bitki türlerinin veriminin artırılması için kullanıldı.
Özellikle yurtdışından ithal edilen soyalı gıdaların GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) içerme olasılığı oldukça yüksektir.
Emülgatör olarak kullanılan malzemelerden hayvansal ve bitkisel yağların Mono, digliseridler ve esterler kullanılıyorsa helal sertifikasına sahip olmasına dikkat edilmeli.
GDO’lu üretimin yüzde 99’unu Amerika, Arjantin, Kanada ve Çin yapıyor. Türkiye, GDO’lu üretimin yüzde 90’ından fazlasını oluşturan 4 ana üründe, yani pamuk, soya, kanola ve mısırda ithalat yapıyor.
GDO içerebilen katkı maddeleri: Bitkisel yağ, Dekstroz, Dokulu bitkisel protein, Fruktoz, Kanola yağı, Laktik asit, Mısır şurubu, Mısır nişastası, Mısır yağı, Maltodekstrin, Margarin, Pamuk yağı, Pirinç, Sitrik asit, Soya lesitini, Soya proteini, Soya unu, Soya yağı, Yüksek fruktozlu mısır şurubu
Fransız araştırmacıların laboratuvar farelerinde yaptığı deneyde kemirgenlere genetiği değiştirilmiş gıdalar verildi. Araştırma sonucunda ölüm oranlarında ve tümörlerde büyük artışlar tespit edildi.
İslam Hukukçusu Doç. Dr. İbrahim Köksal, Bu ürünler aynı zamanda doğanın dengesine de müdahale etmekte. Doğanın dengesini bozan hiçbir uygulamayı İslam doğru bulmaz diye belirtirken, İslam İşbirliği Teşkilatı – Fıkıh Akademisi 2009 yılında İstanbul’da yaptığı açıklamada genetiğiyle oynanmış gıdaların helal olmadığını ifade etmişti.
Profesör Gilles-Eric Seralini araştırma sonuçlarını içeren raporu
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Hakkında Bilgi
Kanserojen GDO’lu Ürünleri Tüketmek Haramdır GDO’lu Mısır Şurubu Kısır Yapıyor