AB ile Türkiye arasındaki siyasi gerilime rağmen ve Türkiye’yi birliğe almama kararlılığına rağmen, AB Komisyonu’nun Türkiye ile Gümrük Birliği’ni tarım ürünleri ve hizmetleri de kapsayacak şekilde genişletme önerisinde bulunduğu ortaya çıktı.
Brüksel’in Türkiye ile Gümrük Birliği’nin tarım ürünleri ve hizmetlerini de içerecek şekilde genişletme konusundaki sürpriz kararıyla sınırlı Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi için destek talep ediliyor.
Uzmanlara göre Türkiye’nin yapması gereken, Gümrük Birliği’ni tartışmaya açarak, Gümrük Birliğinden çıkmak ve Avrupa ile ilişkilerini karşılıklı eşit ilişkiler zemininde ikili veya çok taraflı anlaşmalarla devam ettirmektir.
Gümrük Birliği anlaşmasında yer alan geçici bir takım düzenlemeler belirlenen geçiş dönemi bittiği halde ve Türkiye Gümrük Birliğinden doğan yükümlülüklerini titizlikle yerine getirdiği halde tamamlanmamıştır.
Serbest dolaşım hakkı askıya alınmıştır. Türk iş adamlarına vize uygulaması devam etmektedir.
Gümrük birliği süreci, Türkiye’nin hem AB üyesi ülkelere karşı hem de AB dışındaki ülkelere karşı uyguladığı dış ticaret politikası önlemlerinin değişmesine neden olmuştur. Bu bütünleşme türünde ülkeler bağımsız dış ticaret politikası izleme kabiliyetlerini kaybetmektedirler. Bu nedenle, Türkiye’de gümrük birliğine girmekle bağımsız dış ticaret politikası uygulama imkânını kaybetmiş, mevcut dış ticaret mevzuatını AB mevzuatıyla uyumlaştırarak, AB’nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı dış ticaret kısıtlamalarını ve ödünlerini aynen üstlenmiştir. Yine bu sürecin gereği olarak Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA), İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Fas, Filistin, Tunus, Suriye, Mısır, Gürcistan ve Arnavutluk’la serbest ticaret anlaşmaları imzalanmıştır.
Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin statik etkilerini araştıran literatür net etkinin ticaret oluşturucu olduğunu fakat bu ticaret oluşturma etkisinin Türkiye aleyhine işlediğini ortaya koymaktadır.
Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasını Bozmalı Bağımsız Anlaşmalar Yapmalı