Sosyal Bozulma Yozlaşma Toplumsal Çöküş Sebepleri Değişik Şekillerde Kendini Gösteriyor

Sosyal Bozulma Yozlaşma Toplumsal Çöküş Sebepleri Değişik Şekillerde Kendini Gösteriyor
Sosyal Bozulma Yozlaşma Toplumsal Çöküş Sebepleri Değişik Şekillerde Kendini Gösteriyor

Toplumlarda yozlaşmaya maruz kalan alanların başında değerler gelmektedir.

Toplumdaki tek üstünlük kriteri zenginlik olmaya başladı. Zenginliği alın teriyle kazanmak yerine yanlış yollara saparak kısa yoldan elde edileceğine ve zenginliğin sadece maddi dünya varlıkları olduğunu zannedenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla.

İnsanın ahlak, vicdan ve dini temellere dayanan yapıya sahip olması ve bunlara göre hareket etmesi yozlaşmanın önüne geçmektedir.

Sosyal bozulma, yozlaşma, toplumsal çöküş sebeplerini gösteren durumlar:
Aile yapısında bozulma, insanlar arasında iletişimsizlik, ilişkilerin sevgi ve saygıya değil, çıkara dayalı olması ve yalnız insanların artması
Anneye isyan eden babaya sıkıntı veren bireyler
Saygı, ahlâk ve vicdan duygusu zayıf kişiler
Aile, akraba ve komşuluk ilişkilerinde bozulma, kişiler arasında sosyal ve manevi değerlerin kaybolması ve ilişkilerde bozulma
Birbirlerine kaba sövgü ve küfürlerle hitap eden insanlarda artış
İnsanlar arasında sevgi ve saygının kalmaması
Komşular arasında geçimsizliğin yaygın hale gelmesi
Gençlerde sinirlilik, çocuklar ile yetişkinler arasındaki sevgi ve saygıda zedelenme
Boşanmalar ve evlilik dışı çocukların artması, ahlaki çöküşler
Ticaret hayatında sahtekarlığın ve rüşvetin olağan hale gelmesi
Sorumluluğun işin ehli olmayanlara verilmesi
İnsanlarda cimrilik ve hırsın artması
İnsanların dünyaya büyük bir hırsla bağlanmaları
Dedikodu ve alay edip küçük görmeye büyük ilgi gösterilmesi
Dış ortamda yere yığılan hasta bir kişiye kimsenin yardım etmemesi gibi toplumun temelini oluşturan sosyal yapılardaki bozulmalar

Manevi boşluk içinde bulunan insanlar bunalımlara girerek alkol ve uyuşturucu bataklığına düşmekte veya karanlık yollara girmektedir. Çözüm yolu kalmadığını düşünenlerde intiharı bir kurtuluş zannetmektedir.

Din, insanların psikolojik veya temel ihtiyaçlarından biridir. İnanma, bir dine bağlanma, bir yaratıcının varlığını kabullenme, insanın güçsüzlük duygusunu yenmesi, mânevî tatmini sağlaması, iç huzuru yakalaması, kendi varlığını yüceltmesi yanında, toplumda ayrılık ve düşmanlıkların yok edilmesini, bütünlük ve dayanışmanın gerçekleştirilmesini, güçlüyü değil haklıyı, hakkı üstün tutan bir anlayışın gelişmesini sağlar.

Gençlerini iyi yetiştiren milletlerin geleceği daima aydınlık olmuştur.

Gençleri sürekli bunalım içerisinde tutma, kamplara bölme, kendi anne, babasına, kardeşine kurşun sıkabilecek kadar gözlerini kör etme, gençler üzerinde perde arkası karanlıklarında musallat olan sapık ideolojiler, içki, kumar, madde alışkanlığı gibi emeller, uzun vadede devleti yıkmak isteyen dış mihrakların seçtikleri vasıtalardır.

İç ve dış mihraklar, çeşitli yollardan gençlerin arasına sızarak, onları zehirlemekte ve tüm tehlikelerin panzehiri olan Atatürk ilkelerinden koparmaya çalışmaktadırlar.

Tarih içinde olduğu gibi bugün de millet ve devlet olarak, varolmamız Türk aile yapısının sağlam olmasına bağlıdır. Onun içindir ki yıllardır Türk ailesinin temellerini oluşturan tarihi, milli ve manevi değerleri, örf ve adetleri hep saldırıya uğramıştır, hatta zaman zaman alay konusu edilmiştir.

Türk aile yapısında evlat, yaşı kaç olursa olsun en değerli varlıktır. Anne baba hayatta olduğu sürece, hep evladının yanında, ailesi, vatanı, milleti, devleti ve dini için yararlı bir unsur olmasına çalışır.

Batılı devletlerde, evlat 18 yaşına gelince serbest kalır, düşüncesi bizde yanlış anlaşılmış ve 18 yaşını dolduran çocuklar ailelerine karşı isyana sebep olmuştur. Bu da, bulanık suda avlanan Türk düşmanlarının işine yaramıştır.

Sağlıklı bir aile yapısının birinci şartı, o ailenin milli ve manevi değerlerine, örf ve adetlerine sahip çıkmasıdır.

Çeşitli ırklardan oluşan yeni dünya devleti Amerika’da, bozulmuş Amerikan toplumunu yansıtan filmlerde bile biz bir aileyiz gibi ifadelerle, manevi değerlerine, örf ve adetlerine bağlı bir Amerikan ailesi imajı çizilmeye çalışılmaktadır ancak bu şekilde kökenlerinde var olan aşağılık kompleksinden kurtulma çabasındadırlar.

Bütün dünyaya örnek olabilecek bir aile yapısına sahip olmamıza rağmen, bu değerleri konu alan eserlerimiz ve filimlerimiz yoktur. Bu konuyu ele alanlar da sadece sapık ideolojik çıkarları uğruna, Türk ailesine sömürmekten, anaların en yücesi Anadolu kadınını hor görmekten, fukaralık edebiyatı yapmaktan, Türk aile yapısına ters düşen bozulmuş batı aile yapısını taklitten öteye gidememişlerdir.

Daha ilkokula yeni başlamış çocuklar, devlet ve milletin yıkılmasına yönelik dış kültür baskısı altında kalıyor; yabancı sporcu, sanatçı, şarkıcı gibi isimleri ezbere sayarken Türk büyüklerinin adları ve onların yaptıklarını bilmediği gibi onların isimlerini söylemekten utanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir