Rusya ve Çin’in Gücünü Özerk Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Güçlenirse Kırar

Türkiye ile bağları bulunan Özerk Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları Rusya Federasyonu’nun doğal kaynak yönünden en zengin ülkeleridir. Ruslar nüfuslarını Türk bölgeleri aleyhine, sürekli genişletmiş durumda.

Bu bölgede Çin’in ilhak ettiği Doğu Türkistan dışındaki tüm Türk ülkeleri Rusya’nın eline geçmiştir.

Rusya Federasyonunda; Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Altay Cumhuriyeti, Saha Cumhuriyeti (Yakutistan), Tuva Cumhuriyeti, Hakasya Cumhuriyeti, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti, Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti, Kırım Cumhuriyeti gibi 10 Türk devleti bulunmakta.

Doğu Türkistan, Çin’e bağlı olarak varlığını devam ettirmekte. Bunların dışında Ahıska Türkleri (Meshet), Kumuk Türkleri, Nogaylar, Şor Türkleri ve Karaimler ise herhangi bir siyasi oluşuma sahip olmayan ve Rusya Federasyonunda yaşayan Türk topluluklarıdır.

Bütün bu Özerk Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları toplam 5,5 milyon kilometrekarelik yüzölçümüne ve 25 milyon civarında nüfusa sahiptir. Bu nüfusun yaklaşık 11 milyonu Rusya Federasyonunda, 12 milyonu Çin Halk Cumhuriyetinde yaşamaktadır.

Türk Özerk Cumhuriyetleri ve Topluluklarına karşı yoğun bir asimilasyon programı uygulandığı görülmektedir. Kültürel bağların en önemlilerinden olan dil, sık sık yapılan alfabe değişikliği, Rusça’yı öğrenme zorunluluğu ve bilmeyenlerin işsiz kalması sonucu bu ülke halklarının çoğunun kullanmak durumunda kaldığı Rusça’ya dönüştürülmüştür.

Gerek Rusya’da gerek Çin’de önemli bir asimilasyon şekli de demografik yapının bozulmasıdır. Zengin doğal kaynaklara sahip bu ülkelerde fabrikalar açılmış, Rus ve Çin nüfusu işçi olarak yerleştirilmiş ve nüfus yoğunluğu Türkler aleyhine bozulmuştur. Bunun sonucu olarak da bu bölgelerde siyasal etkinlik Rus ve Çin’lilerin eline geçmiştir. Sınırlar oluşturulurken göze çarpan bir olgu ise şu anda özerk Türk Cumhuriyetlerinin bir nevi tecrit edilmeleridir. Bu ülke ve toplulukların ırki, dinsel ve kültürel bağlarını devam ettirebilecekleri ana Türk kitleleriyle karasal irtibatları kesilmiştir. Örneğin Başkurdistan’ın Kazakistan ile olan bağlarını koparmak için buradaki yoğun Türk nüfusuna rağmen ikisi arasında Orenburg özerk bölgesi oluşturulmuştur. Yine Çuvaş, Tatar, Tuva, Hakas ve Yakutların da diğer Türk ve müslüman ülkelerle sınırdaş olmaları önlenmiştir.

Böylece bu Türk Cumhuriyetleri ve Bölgelerinin Türkiye ile ilişkilerinin yok denecek kadar az düzeyde kalması sağlanmıştır. Uygulanan asimilasyon planlarından biri de muhtelif baskılar yoluyla uygulanan göçlerdir. Özellikle Kırım Tatarları, Ahıskalılar, Nogaylar, Balkarlar ve Karaçayların zorunlu göçe tabi tutulmaları, bu halkların hem bulunduğu coğrafyalarda demografik üstünlüklerini yitirmelerine, hem de ekonomik ve kültürel olarak çökmelerine sebep olmaktadır.

Dünyanın küresel gücü konumundaki Rusya ve Çin’in olumsuz tepkilerle Türk unsurlara zarar vermelerine yol açmayacak bir şekilde bölgedeki Türkler desteklenerek Rusya ve Çin’in gücü kırılabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir