Medyanın Futbol Dünyasında Yaşanan Olaylar Üzerinde Ciddi Oranda Bir Etkisi Olduğu Düşünülüyor

Medyanın Futbol Dünyasında Yaşanan Olaylar Üzerinde Ciddi Oranda Bir Etkisi Olduğu Düşünülüyor

Spor sahalarında yaşanan şiddet ve holiganizm olaylarının önlenmesinde medyanın da sorumluluk üstlenmesi gerektiği zaman zaman dile getirilmektedir. Medya, haberleri veriş şeklinden yorumlama biçimine, attığı başlıklardan kullandığı söz kalıplarına kadar bütün unsurlarıyla spor kamuoyunu şekillendirmede dolaylı da olsa bir etkiye sahiptir. Modern insan güncel gelişmeleri medya aracılığıyla öğrenmekte, zihin haritaları medyanın oluşturduğu kavramlara göre şekillenmektedir.

Türk spor medyası yıllar geçtikçe gerek okur kitlesi toplama açısından, gerekse de belli bir görüşün ideolojini yansıtma açısından kendine özgü ve idealist olarak bakıldığında etik ilkelerinden uzak bir dil konumlandırması yapmıştır.

İlhan Durusoy, Futbol Teorisi adlı kitabında Türk spor medyasının özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır.
1) Özel hayata saygısı yok, spor dışı olaylara neden oluyor
2) Teknik açıdan yetersiz, taraftarı yanlış yönlendiriyor
3) Futbol kurallarının öğrenilmesinde tek kaynak, büyük katkısı var
4) Futbolculara / teknik adamlara “star” muamelesi yapılıyor
5) Haberleri abartıyor
6) Hakemlerin, federasyonun ve kulüp yönetiminin kararlarını çok etkiliyor
7) Takım tutuyor ve rakipleri yıkmak veya kamçılamak için kasıtlı ve düzmece haber üretiyor.

Türkiye’de 1975 yılında spora ayrılan sayfa yüzdesi 17 olurken, spor haberlerinin diğer haberlere oranı yüzde 52 olmuştu.

1990 yılında ise spora ayrılan sayfa yüzdesi 9’a geriledi ve spor haberlerinin diğer haberlere oranı yüzde 14’e geriledi.

Pek çok kesim tarafından medya, oyuncular üzerinde kurduğu baskı, yöneticilerin verdiği demeçlere olduğundan farklı anlamlar yükleme ve seyirciler arasındaki gerilimi artırma açısından şiddet olaylarının ana aktörlerinden biri olarak algılanmaktadır.

Spor sahalarındaki şiddet konusunda yapılan birçok araştırmada medyanın az ya da çok etkili olduğu şeklinde bulgular elde edilmiştir. Bir araştırmaya göre seyirci saldırganlığına etki eden davranışlar sıralamasında ilk sırayı takım ve futbolcular hakkında kışkırtıcı açıklama ve yazılar alıyor. İkinci sırada doğrudan seyircileri hedef alan kışkırtıcı açıklama ve yazılar, üçüncü sırada oynanacak maçın öneminin abartılması, dördüncü sırada tarafsız görünen köşe yazarlarının taraflı davranarak aleyhte kamuoyu oluşturmaları beşinci sırada spor programlarının jeneriklerindeki şiddet içeren görüntüler, altıncı sırada yönetime muhalif taraftar yazarların başkan, futbolcu ve antrenörleri hakkında eleştirileri yedinci sırada ise medyadaki hakem otoritelerinin maç pozisyonlarını farklı yorumlamaları yer alıyor.

Toplumun farklı kesimlerinin medyanın şiddet ve holiganizmle olan ilişkisine farklı bakış açıları bulunmaktadır. Türkiye’de futbolda şiddet ve holiganizmin nedenleriyle ilgili polisin bakış açısını ortaya koymak amacıyla yapılan araştırmada, medya yüzde 34.9 ile sahalarda yaşanan şiddetin en büyük sorumlusu olarak görülmüştür. İkinci sırada kulüp yöneticileri yüzde 21,6 oran ile yer alırken üçüncü sırada sorumsuz seyirciler yüzde 16,2 oranla yer almıştır.

Futbol taraftarları üzerinde yapılan bir araştırmada, seyirci saldırganlığı üzerinde medyanın (yüzde 17,9), rakip seyirci (yüzde 33,9) ve hakemin (yüzde 23,1) ardından en fazla etkili üçüncü unsur olduğu saptanmıştır.

Araştırmalarda da görüleceği üzere, medyanın futbol dünyasının travmaları üzerinde ciddi oranda bir etkisi olduğu düşünülüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir