AB’nin Türkiye’de En Sevdiği İş Gümrük Birliği Anlaşması

AB'nin Türkiye'de En Sevdiği Olay Gümrük Birliği Anlaşması

AB’nin Türkiye’de En Sevdiği Olay Gümrük Birliği Anlaşması

Gümrük Birliği anlaşması, üye ülkeler dışında kalan ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifesi uygulanmasını öngören bir ekonomik örgütlenmedir.

Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki gümrük birliği uygulamasını Tansu Çiller Hükümeti fiilen 1 Ocak 1996 yılında başlattı.

Türkiye bağımsız dış ticaret politikası izleme kabiliyetlerini Gümrük Birliği anlaşmasıyla kaybetti. Bu sürecin gereği olarak Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA), İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Fas, Filistin, Tunus, Suriye, Mısır, Gürcistan ve Arnavutluk’la serbest ticaret anlaşmaları imzalanmıştır. Türkiye’nin Gümrük birliğine katıldıktan sonra AB ile dış ticaretinde gümrük ve fon gelirlerinden yılda ortalama 2,6 milyar dolar zarar ettiği belirtiliyor.

AB Ortaklık konseyi, Türkiye’ye 4-5 yıl içinde ödemeyi taahhüt ettiği 2,5 milyar avroya varan yardımı ödememiş ve kurumsal anlamda bütünleşmeyi kolaylaştırmak amacıyla öngörülen tedbirleri Avrupa Parlamentosu’nun muhalefeti sonucunda yerine getirmemiştir.

Gümrük Birliği anlaşmasında yer alan geçici bir takım düzenlemeler belirlenen geçiş dönemi bittiği halde tamamlanmamıştır.

Serbest dolaşım hakkı tanınmamıştır. Türk iş adamlarına vize uygulaması devam etmektedir.

Türkiye, Gümrük Birliği üyesi olduktan sonra üretimde firmalar zarar gördü, battı ve üretimde sürekli geriledi ve Gümrük birliği üyesi ülkelerden ürünler ithal eden bir ülke haline gelerek ekonomisi zorlandı. Türkiye’nin AB’den ithalatındaki artış özellikle dikkat çekicidir.

Türkiye, AB’nin 1971’den bu yana tek taraflı olarak uyguladığı biçimde, AB’den gelen sanayi ürünlerine yönelik tüm gümrük vergilerini ve eş etkili tedbirlerini ortadan kaldırmış, uygulanan miktar kısıtlamalarına da son vermiştir. Üçüncü ülkelerden ithal edilen ürünler içinse, Türkiye, AB’nin Ortak Dış Tarife (Common External Tariff) sistemini uygulamaya başlayıp 2001 yılı itibariyle Türkiye ilgili vergilerini kademeli olarak AB’yle uyumlaştırmıştır.

Gümrük Birliği’nin bir sonucu olarak, Türkiye’nin AB ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkelerinden ithal ettiği sanayi ürünlerine uyguladığı koruma oranı yüzde 0’a, benzer ürünler için üçüncü ülkelere uyguladığı koruma oranı ise, yüzde 15’lerden, 2004 ithalat rejimi kapsamında yüzde 4,2’ye düşmüştür.

Uzmanlar AB’nin Türkiye’ye karşı yıllarca yerine getirmediği, kurallara uymadığı Gümrük Birliği anlaşmasının bozularak, Türkiye’nin ülkelerle ikili anlaşmalar yapması halinde ekonomik yönden daha çok gelir getireceğini ifade ediyor.

Kısaca Gümrük Birliği’nin olumsuz tarafları; rekabet gücü, istihdam etkisi, dış ticaret açığı ve ortak gümrük tarifesi etkileridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir